TÜRK KİMLİĞİNDE YABANCI İSİM VEYA SOYİSİM
YAZININ İÇERİĞİ: Bir Türk vatandaşı yabancı isim veya yabancı soyisim alabilir mi? Doğacak çocuğumuza yabancı bir isim verebiliyor muyuz? Türk birisi yabancı isim koyabilir mi? Yabancı soyadı. Türk kimliğine Türkçe isim zorunlu mu? Çocuğuma İngilizce isim verebilir miyim? Türk çocuklara verilebilecek yabancı isimler. Türkçe olmayan soyadı kullanılabilir miyim? Dava açarak yabancı ad veya soyad alabilir miyim? Bebeğe Türkçe olmayan isim konulabilir mi? İngilizce isim koymak yasak mı? Kimlikte yasak isimler Türkiye. Kanunen koyulması yasak isimler Türkiye. Çocuğuna yabancı isim koyan Türkler. Türk ana ve babadan dünyaya gelen çocuklara yabancı isim konulabiliyor mu? İsmimin yanına yabancı bir isim ekletmek istiyorum mümkün mü?
TÜRK KİMLİĞİNDE YABANCI İSİM VEYA SOYİSİM
Dava açarak yabancı isim alınabilir mi?
Türkiye’de yaşasın ya da yaşamasın Türk kimliğine sahip bir kimse, din değiştirmek, yurtdışına yerleşmek ve benzeri sebeplerle adını, Türkçe olmayan yani yabancı bir isimle değiştirmek isteyebilir ya da mevcut adının yanına yabancı kökenli bir isim ekletmek isteyebilir. Peki Türk kimliğinde Türkçe isim zorunlu mu? Türk kanunlarına göre yabancı isim alınabilir mi?
Aşağıda yer verdiğimiz emsal Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere Türk kimliğine yabancı isim yazılabilir. Ancak Türk kimliğine yazılacak bu yabancı isim, 1353 Sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun’unun 3.maddesi çerçevesinde x, q, w gibi Türkçede bulunmayan harfleri içermemelidir. Yani kişinin dava açarak almak istediği isim x, q, w gibi Türkçede bulunmayan harfleri içermediği sürece ismin kökeninin Türkçe olup olmasının bir önemi yoktur. Örneğin Joseph, Jasmin, Meys, Benjamin gibi isimler Yargıtay tarafından uygun görülmüştür.
Ancak yine de her halde ismini değiştirmek isteyen kişinin haklı bir sebebi olması gerekmektedir.
Türk ana ve babadan doğan çocuklara yabancı isim konulabilir mi?
Özelikle 2000’li yıllarla birlikte Türkiye’de çocuklara verilen isimler konusunda millî kimlikten uzak ‘evrensel isimler verme’ yaklaşımı dikkat çekmektedir. Türk anne-babalar çocuklara isim seçerken Türkçe Latin Alfabesinde kullanan ‘ğ’, ‘ı’, ‘ö’, ‘ü’, ‘ş’, ‘ç’ gibi Türkçe harf karakteri geçmemesine ve İngilizce harf karakterlerden oluşan isimleri vermeye büyük özen göstermektedir.
Arama motorlarında bu konuyla alakalı en çok aratılan soruların başında “Doğacak çocuğumuza yabancı bir isim verebiliyor muyuz? Türk birisi yabancı isim koyabilir mi? Türk kimliğine Türkçe isim zorunlu mu? Çocuğuma İngilizce isim verebilir miyim? Türk çocuklara verilebilecek yabancı isimler. Bebeğe Türkçe olmayan isim konulabilir mi? İngilizce isim koymak yasak mı? Kimlikte yasak isimler Türkiye. Kanunen koyulması yasak isimler Türkiye. Çocuğuna yabancı isim koyan Türkler. Türk ana ve babadan dünyaya gelen çocuklara yabancı isimli konulabiliyor mu? “ şeklinde sorular gelmektedir.
Peki gerçekten Türk ana ve babadan dünyaya gelen çocuklara yabancı isim konulabilir mi? 1353 Sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun’unun 3.maddesi çerçevesinde x, q, w gibi Türkçede bulunmayan harfleri içermediği sürece Türk ana babadan doğan çocuklara yabancı isim verilebilir.
Dava açarak yabancı soyisim alınabilir mi?
Bir Türk vatandaşının kimliğinde yabancı soyisim yazılıp yazılamayacağı büyük merak konusudur. Belirtmek gerekir ki, Soyadı Kanunu’nun 3. maddesine göre rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz. Soyadı nizamnamesinin 5. Maddesine göre de yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır. (Soyadı değiştirme davası ile ilgili süreç ve güncel bilgiler için lütfen buraya tıklayın.)
Zira soyadının, bir kimsenin kimliğini belirleme işlevi yanında ailesini ve soyunu belirleme, kişiyi başka ailelerin bireylerinden ayırt etme ya da kişinin hangi kökene, topluluğa veya ulusa ait olduğunu belirleme işlevi de bulunmaktadır. Bu işlevleri nedeniyle yasa koyucu, nüfus kayıtlarının düzenli tutulması, resmi belgelerde karışıklığın önlenmesi, soyun belirlenmesi, ailenin korunması, ulusal birliğin sağlanması, dil ve dil kimliğinin korunması gibi sebeplerle soyadı kullanımını yasal düzenlemelerle kural altına almaktadır. (Anayasa Mahkemesi 17.3.2011 gün, 2009/47 E.- 2011/51 K. sayılı ilamı)
O halde bir Türk vatandaşı dava açarak yabancı soyisim alabilir mi sorusunun cevabı, “bir Türk vatandaşı soyadını değiştirebilir ancak yabancı soyadı alamaz.” şeklinde olacaktır. Hatta mahkeme, davacının almak istediği soyadının Türkçe kökenli(yani yabancı soyisim) olup olmadığı konusunda çelişkiye düşerse söz konusu soyadının Türkçe olup olmadığını Türk Dil Kurumundan sorup araştırmalıdır. Aksi durum Yargıtay’a göre bozma sebebidir.
Ancak kural böyle olmakla Yargıtayın 2010 tarihli bir kararında görüldüğü üzere, Türk vatandaşı olan kişi dava yoluyla kendisine “Ulrich” şeklindeki yabancı soyisim alabilmiştir. (Yargıtay Kararı– 18. HD 2009/9850 E. 2010/372 K. 21.01.2010 T.)
Evlenme yoluyla yabancı soyisim alınabilir mi?
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Kadının soyadı” kenar başlığını taşıyan 187. Maddesine göre “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.” O halde evlenme yoluyla kadın yabancı da olsa kocasının soyadını kanaatimizce alabilecektir. (Yargıtay Kararı- 18. HD., E. 1995/8140 K. 1995/9280 T. 26.09.1995) Fakat durum erkekler için böyle değildir.
Örneğin Yargıtay bir kararında, Türk vatandaşı olan erkeğin yurt dışında yabancı bir kadınla evlenmesi ve yaşadıkları ülke hukukuna göre karısının soyadını alma imkânı bulunduğundan karısının soyadını(yani yabancı soyisim) alması üzerine bu kaydın Türk kimliğine de işletilmesi talebini “evlilik birliğinde kocanın soyadının taşınması zorunludur” diyerek haksız bulmuştur. (Yargıtay Kararı- 18. HD., E. 1997/288 K. 1997/1496 T. 25.02.1997)
KONUYLA İLGİLİ EMSAL ÜST MAHKEME KARARLARI
“Joseph” ismi Türk kimliğine yazılabilir.
“…Davacı, dava dilekçesinde, nüfus kaydında “Hüseyin” olan adının “Joseph”, İslam olan dinin de Hıristiyan olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmişse de somut olayda dinlenen tanık, davacının “Joseph” adı ile bilinip tanındığını bildirdiğine göre davanın ad değiştirme yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken…” Yargıtay Kararı- 18. HD 2010/3389 E. 2010/6787 K. 03.05.2010 T.
“Jasmin” ismi Türk kimliğine yazılabilir.
“…Davacının 1991 yılında Almanya’da doğduğunu, adının “Jasmin” olarak bilindiğini beyan ettikleri ve davacının nüfusa tesciline ilişkin doğum tutanağının annesi Habibe’nin beyanı üzerine düzenlendiği, dosyaya noter onaylı tercümesi ile birlikte ibraz edilen Bremen Nüfus İdaresince verilen doğum sicil örneğinden davacının 06.05.1991 tarihinde Bremen’de doğduğu, adının da “Jasmin” olarak kaydedildiği dikkate alındığında, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken…” Yargıtay Kararı– 18. HD 2010/6221 E. 2010/10073 K. 05.07.2010 T.
Adın yabancı kökenli olması değiştirmeye engel teşkil etmez.
“…Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının esas adının … olup nüfus kaydında … olarak yazılı olduğunu bu nedenle davacının adının … olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece, … adının yabancı kökenli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgilere, davacının dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerine göre, adın yabancı kökenli olmasının değiştirmeye bir engel teşkil etmeyeceği de gözetilerek davacının bu konudaki kanıtları toplanıp, göstereceği tanıkları dinlenip, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” Yargıtay Kararı- 18. HD., E. 2011/10872 K. 2012/2293 T. 06.03.2012
1353 Sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun’a aykırı olmamak koşuluyla, ismin yabancı kökenli olmasında yasal bir engel bulunmamaktadır.
“…Türk Medeni Yasasının 27.maddesine göre, haklı nedenlerin varlığı halinde adın değiştirilmesi mümkün olup, Yargıtay uygulamalarında da kişinin toplum içinde bilinip tanındığı adını kayden de taşımasının haklı neden teşkil edeceği kabul edilmiştir. 1353 Sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun’a aykırı olmamak koşuluyla, ismin yabancı kökenli olmasında yasal bir engel de bulunmamaktadır.
Mahkemece davacı tarafından bildirilen kanıtlar toplanmadan, tanıklar dinlenmeden, buna göre; haklı nedenlerin var olup olmadığı saptanmadan, yetersiz araştırma ve eksik inceleme sonucu istemin Türkçe ad olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir…” Yargıtay Kararı- 18. HD., E. 2009/5636 K. 2009/8916 T. 22.10.2009
Düzeltilmesi istenilen ismin Türk harflerinden olması koşuluyla Türkçe karşılığının bulunması, bir anlam ifade etmesi, Türkçe yazım kurallarına uygun olması gerekmez.
“…Yargıtay uygulamalarında yasalara aykırı olmamak kaydıyla kişinin tanınıp bilindiği adını resmen taşımak istemesi haklı neden olarak kabul edilmiş olup, davacının adın düzeltilmesini istemede hukuki yararı vardır. Ayrıca düzeltilmesi istenilen ismin Türk harflerinden olması koşuluyla yabancı kökenli olması değiştirmeye bir engel teşkil etmeyeceği gibi Türkçe karşılığının bulunması, bir anlam ifade etmesi, Türkçe yazım kurallarına uygun olması da gerekmez.
Yargılama sırasında dinlenen tanıklar da davacının çevresinde ve aile arasında “Meys” adı ile tanınıp bilindiğini, “Meis” adını hiç kullanmadığını, Türk vatandaşlığına geçtiğinde bu adın kendisine verildiğini beyan ettiklerinden davacı tarafın haklı nedeni kanıtladığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir…” Yargıtay Kararı- 18. HD., E. 2014/10729 K. 2014/15094 T. 28.10.2014
Mahkeme, alınmak istenen soyadının Türkçe olup olmadığını Türk Dil Kurumundan araştırmalıdır.
“…Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının yıllardan beri yaşadığı köyü ve civarında aile lakabının K2 olarak tanındığını bu nedenle K1 olan soyadının manevi açıdan önem arz etmesi nedeniyle K2 olarak değiştirmek istediğini ileri sürmüş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
2525 Sayılı Soyadı Yasasının 3. ve Soyadı Nizamnamesinin 7. maddesinde yabancı ırk ve ulus adlarının soyadı olarak kullanılamayacağı ve yine sözü edilen Nizamnamenin 5. maddesinde de yeni takılan soyadlarının Türk Dilinden alınacağı açıkça belirtilmiştir.
Bu durum karşısında davacının dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında dinlettiği tanık beyanı nazara alınarak soyadını değiştirmesinde haklı bir nedeninin bulunup bulunmadığı ve ayrıca almak istediği K2 soyadının yukarıda sözü edilen mevzuat çerçevesinde Türkçe olup olmadığı diğer bir anlatımla Türk Dilinden alınıp alınmadığı ilgili yerlerden ve gerektiğinde Türk Dil Kurumundan sorulup araştırılarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” Yargıtay Kararı- 18. HD., E. 2006/4023 K. 2006/5090 T. 13.06.2006
Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır.
“…Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının nüfus kaydında “Selçuk” olan soyadının “Selçuk Southall” olarak değiştirilmesine yasal olanak bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere; 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde “Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz” hükmü yer almaktadır. Ayrıca; 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesi’nin 5. maddesinde “Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır”, 7. maddesinde de “Yabancı ırk ve millet isimleri soyadı olarak kullanılamaz” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Diğer taraftan; 21.6.1934 gün ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan “…yabancı ırk ve millet isimleriyle…” ibaresinin, Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz, Mahkemenin 17.3.2011 gün, 2009/47 E.- 2011/51 K. sayılı ilamı ile; ……… gerekçeleri ile reddedilmiştir.
Hal böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle 21.6.1934 gün ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesi ve 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesinin 5 ve 7. maddelerinin halen yürürlükte bulunan hükümleri gözetildiğinde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır…” Yargıtay Kararı- Hukuk Genel Kurulu 2013/18-122 E., 2013/1059 K. 13/06/2012 T.
Türk vatandaşı soyadını değiştirebilir ancak yabancı soyadı alamaz.
“…Somut olayda; davacı yukarıda belirtildiği gibi nüfusta K6 adıyla kayıtlı baba ve annesinin soyadı da aynı olup evlidirler. Yine nüfus kaydına göre davacının talep ettiği, “Vasılache” soyadı davacının babasının Türk Vatandaşlığına geçmeden önceki Romanya vatandaşı iken taşıdığı soyadıdır. Nüfus kaydına göre davacının babası hem Türk Vatandaşı, hem de Romanya vatandaşıdır.
Davacı babasının pasaportunda Romanya uyruğu olarak K1 ad ve soyadını taşımasına rağmen nüfus kaydında Türk ad ve soyadını taşıdığı, bunun kendisi ve ailesi için karışıklık ve zorluk yarattığı iddia edilmişse de, babasının çifte vatandaş olması nedeniyle kendisinin de bu hakka sahip olduğu, bu durumda Romanya’daki nüfus kayıtlarında zaten babasının eski soyadı ile kayıtlı olmasının gerektiği, bu nedenle Türk vatandaşlığı esas alınarak düzenlenen Türk nüfus kaydında X2 soyadı ile yer almasının ne gibi sıkıntılara yol açtığının anlaşılamadığı, bu durumda hukuki yararının ispatlanamadığı,
Ayrıca talep edilen soyadının yazılış şekliyle Türk alfabesine aykırılık taşımadığı, yukarı da belirtilen yabancı ırk ve millet ismi konamayacağına ilişkin düzenlemenin buna engel olmadığı, çünkü bir ırkın adı veya milletin adının talep edilmediği, Soyadı Nizamnamesinin 5.maddesinde açıkça yeni takılan soyadlarının Türk Dilinden alınacağı belirtilmiştir. Davacı Türk Vatandaşıdır. Reşit olduktan sonra haklı sebep olması ve kanıtlanması halinde Türk Soyadı alabilir. Soyadını değiştirebilir ancak yabancı soyadı alamaz. Yasal düzenleneme engel teşkil ettiğinden, davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır…” Bölge Adliye Mahkemesi Kararı- İstanbul BAM, 2. HD., E. 2018/2239 K. 2019/550 T. 9.4.2019
Hem Arapça kökenli olup hem de anlamı ahlaka aykırı olan soyadları alınamaz.
“…Taraflar arasında görülen nüfus kayıtlarındaki ad ve soyadın değiştirilmesine ilişkin davada davacının adının değiştirilmesinin yanında “Korkmaz” olan soyadının da “Dabbetülarz” olarak değiştirilmesine karar verildiği ve verilen kararın kanun yollarına başvurulmaksızın 06.08.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Öncelikle davacının “Korkmaz” soyadı yerine almak istediği ve mahkemenin de istem gibi kabul ettiği “Dabbetülarz” kelimesinin anlamı ve kökeni üzerinde durulması gerekmektedir. Kelime Arapça kökenli olup kıyamette Deccal ile zuhur edecek bir hayvan-ı mahsus olarak ifade edilmektedir. (Sami, Şemseddin; Kamus-i Türkî, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2019İ sh:227)
2525 Sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı belirtildikten sonra bu kanuna göre çıkartılmış bulunan 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesi’nin 7.maddesinde “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, 10.maddesinde “umumi edeblere uygun olmıyan veya gülünç veya iğrenç olan veya hakaret anlatan soyadları kullanılamaz ve yeniden takılamaz” yine aynı Nizamname’nin 5.maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiş olup, davacının almak istediği soyadının anılan Yasa ve Tüzüğün sözü edilen hükümlerine aykırı olduğu gözetilmeden, “Korkmaz” olan soyadının “Dabbetülarz” olarak değiştirilmesine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır…” Yargıtay Kararı- 8. HD 2021/2480 E., 2021/5415 K. 23.06.2021 T.
Türk alfabesinde yer almayan “w” harfini içeren bir isim Türk kimliğine yazılamaz.
“…Başvurucu 2014 yılında doğan çocuğunu Ciwan ismiyle nüfusa kaydettirmiştir. Çiğli Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü (Nüfus Müdürlüğü), “w” harfinin 1/11/1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun’a uygun olmadığı gerekçesi ile çocuk için kimlik belgesi düzenlememiştir. Nüfus Müdürlüğü ayrıca 1353 sayılı Kanun uyarınca çocuğun adının Civan olarak düzeltilmesinin uygun olacağı görüşü ile 4/12/2014 tarihinde Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) ihbarda bulunmuştur.
Başsavcılık 15/12/2014 tarihinde Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) dava açarak 1353 sayılı Kanun’a göre “w” harfinin resmî iş ve işlemlerde kullanılamayacağı iddiası ile çocuğun adının Civan olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkeme 21/10/2015 tarihinde davanın kabulüne ve çocuğun Ciwan olan adının nüfus kayıtlarında Civan olarak düzeltilmesine karar vermiştir. Mahkeme, gerekçesinde 1353 sayılı Kanun’a göre “w” harfinin resmî iş ve dairelerde kullanılamayacağını belirtmiştir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi (Daire) 5/10/2017 tarihinde kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle onanmasına karar vermiştir. Başvurucu, temyiz dilekçesinde belirttiği sebeplerle karar düzeltme yoluna müracaat etmiş; Daire 20/9/2018 tarihinde somut olayda karar düzeltme nedenlerinin bulunmadığını belirterek talebin reddine karar vermiştir.
… Somut olayda kamu yararı bağlamında başvurucunun çocuğunun isminde yer alan “w” harfinin “v” olarak düzeltilmesine ilişkin verilen karar sonucunda başvurucuya yüklenen külfet ile başvurucunun hak ve menfaatleri arasında adil bir dengenin kurulması gerekir. Başvurucunun çocuğuna isim koyma hakkının sınırı, bu isim içinde Türk alfabesinde olmayan bir harfin kullanılmaması olarak belirlenmiştir.
Başvurucunun ifade ettiği şekliyle çocuğuna kendi kültürüne uygun bir isim koyması engellenmemekte, yalnızca yukarıda belirtilen meşru amaç kapsamında bir sınırlandırma yapılmaktadır. Bu sebeple başvurucunun hak ve menfaatleri ile kamusal yarar arasında adil bir dengenin kurulduğu belirlendiğinden anılan müdahalenin ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır…” Anayasa Mahkemesi Kararı-Başvuru Numarası: 2018/33702, Karar Tarihi: 15/3/2022, R.G. Tarih ve Sayı: 22/4/2022-31817
AVUKATIN ÖNEMİ
Türk kimliğine yabancı isim soyisim yazdırma taleplerinde konu hakkında bilgili ve tecrübeli bir avukat ile çalışmak büyük önem ihtiva eder. Kişinin talebine ve talebinin gerekçesini değerlendirmek, hukuki zemine oturtmak ancak bir avukatın işidir. Nitekim üst mahkemelerin bu konuda çok çeşitli kararları mevcuttur. Bu kararlardan, kişinin talebine ve talebinin gerekçesine uygun olanını bulmak ve ilgili kurumlara sunmak süreci daha doğru yönetmeye yardımcı olacaktır.
Türk kimliğine yabancı isim veya soyisim yazılması talebi bir nevi milli değerlerden uzaklaşmak anlamına geldiğinden bazı kurumlar ya da mahkemeler bu taleplerin karşılanması karşısında olumsuz tavır sergilemektedir. Bu olumsuz tavrı bertaraf etmek ve mahkemeleri hukuki zeminde ikna etmek işinin şüphesiz ki profesyonel bir avukat eşliğinde süreci yönetmeyi gerekli kıldığını lütfen unutmayın.
HIZLI İLETİŞİM
HUKUKİ UYARI: www.mesudebusrakucuk.av.tr resmi kaynak değildir. Paylaşılan tüm veriler bilgi amaçlı olup, olası yanlışlıklardan kaynaklı sorumluluk kabul edilmez. Kullanıcılar sunulan bilgileri ve emsal Yüksek Mahkeme kararlarını resmi kaynaklardan teyit etmelidir.
.
.