TÜRK HUKUKUNDA KADININ SOYADI MESELESİ

Kadının evlendikten sonra yalnızca kendi Kızlık Soyadı nı kullanabileceğine ilişkin yargı kararları bu yazımızda …

Kadının Evlendikten Sonra Yalnızca Kendi Bekarlık Soyadını Kullanması Niçin Önemlidir ?

Soyadı bir kimsenin kimliğinin belirlenmesinde en önemli unsurdur. Soyadı kullanma; bir kişilik hakkıdır.

Bu hak mutlak bir haktır, yasalarla özel olarak korunarak herkese karşı ileri sürülebilir. Kimse soyadı üzerindeki hakkından vazgeçemez, feragat edemez ve bu hakkı devredemez.

Ancak, Türk Medeni Kanunu m.187, Soyadı Nizamnamesi m.17, Soyadı Kanunu m.4 hükümlerine baktığımızda; hukukumuz açısından soyadının bütün bu özellikleri Kadının Kızlık Soyadı için geçerli olmadığı görülmektedir.

Yani hukuki niteliği açısından bir kişilik hakkı olan soyadının işlevi ve özellikleri Türk Hukukunda yalnızca erkekler için geçerlidir.

Kadının Soyadı Meselesi; ilerleyen zaman, değişen çağ  ve modernleşen toplumla birlikte gelişen -ve zaten gelişmesi de gereken- hukuk normları göz önüne alındığında; Türk Hukukunun da bu gelişmelere ayak uydurmasını sağlamak amacıyla verilen bir toplumsal adalet mücadelesidir. 

Toplumsal adalet mücadelesinin yanısıra somut örneklerde de belli bir yaşa kadar kendi soyismini kullanan bir kadının evlendikten sonra soyadının değişiyor olmasının yaşattığı zorlukları görüyoruz. Buyrun; 

Bir kadının bekarken yürüttüğü akademik çalışmalarında ve çıkarmış olduğu yayınlarında bekarlık soyadını kullanması sebebiyle yurt dışına uzanan akademik çevresinde bekarlık, Kızlık Soyadı tanınmış olması; evlendikten sonra kocasının soyadını kullanma zorunluluğundan dolayı akademik kariyerinde ve mesleğinde bir takım zorluklarla karşılaşmasına sebep olacaktır. 

Aynı akademik kariyere ve aynı mesleğe sahip olan bir erkek tarafından yaşanmayacak olan tüm bu zorlukları, evlenmiş bir kadının sadece cinsiyeti “kadın” olduğu için yaşaması akıl almaz bir hukuk yarasıdır. 

Kişinin soyadının elinden alınması insanın doğuştan sahip olduğu bir hakkın gaspıdır.

Kadının toplumsal yaşamda tanındığı soyadını kullanmaya devam etmesi onun kendisini tanımladığı kimliğe sahip çıkmasıdır. Bu durum ayrıca aile kurumunun eşitlikçi bir yapıya sahip olmasına da katkı sağlayacaktır. 

Kadının evlilik öncesi sahip olduğu Kızlık Soyadı nın kullanılmasına izin verilmesiyle evlilikte taraflar arasında eşitlik söz konusu olacaktır. 

Kadın Evlendikten Sonra Yalnızca Kendi Bekarlık Soyismini Kullanabilir mi ?

Kadının soyadı meselesi … Sayılı Türk Medeni Kanunu madde 187’de; Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir. ”  şeklinde;

Soyadı Nizamnamesi madde 17’deKadın evlenmekle kocasının soyadını alır. Ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir. ” şeklinde;

2525 Sayılı Soyadı Kanunu madde 4’te   Soy adı seçme vazifesi ve hakkı evlilik birliğinin reisi olan kocaya aittir. (İptal birinci cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 8/12/2011 tarihli ve E.: 2010/119, K.: 2011/165 sayılı Kararı ile.) Koca ölmüş ve karısı evlenmemiş olursa veyahut koca akıl hastalığı ve akıl zaifliği sebebiyle vesayet altında bulunuyor ve evlilik de devam ediyorsa bu hak ve vazife karınındır.” şeklinde yer bulmuştur.

Biz “Bekarlık Soyadı” demeyi tercih etsek de yerleşmiş bir söylem olan Kızlık Soyadı ile ilgili yukarıda yer verilen Türk Hukukundaki bu düzenlemelerden ötürü kadınlarımız, evlendikten sonra sadece kendi soy isimlerini kullanamamakta ancak kendi soy isimlerini öne alarak eşlerinin soy ismini kullanabilmekteydi. 

ANCAK;

Yukarıda atıf yapılan mevzuatlar; Nüfus İdaresince doğrudan ilgilinin başvurması üzerine yapılacak işlemleri düzenlenlemekte olup, bu mevzuatlardaki düzenlemelerin aksine hüküm getiren Anayasa Maddeleri, Anayasa Mahkemeleri Kararları, Yüksek Mahkeme Genel Kurul Kararları ve Uluslararası Antlaşma hükümleri karşısında yargıya intikal etmiş bir konuda dayanak olarak gösterilemez. 

An itibariyle Türkiye’de Kadının Soyadı Meselesi için Türk Hukukunun yasama erkinden yeni bir düzenleme gelmese de, Yüksek Mahkeme İçtihatları ve Uluslararası Hukuk; kadının evlendikten sonra da yalnızca kendi evlilik öncesi, Kızlık Soyadı, bekarlık soyadını kullanmasına olanak sağlamaktadır. 

Kadının evlendikten sonra da yalnızca kendi bekarlık soyadını kullanabilmesine imkan veren yargı kararları;

Anayasa Mahkemesi 19/12/2013 tarihli 2013/2187 başvuru numaralı kararında;

Evli kadının önceki kendi soyadını kullanmasının engellenmesi sonucunu doğuran mahkeme kararının Anayasanın 17. Maddesinin ihlali sonucu doğuracağına oybirliğiyle karar vermiştir.

Anayasa madde 17: “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir……”

Anayasa Mahkemesi 06/03/2014 tarihli 2013/4439 başvuru numaralı kararında;

Başvurucu, evli kadının kızlık soyadını tek başına kullanmasına engel olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 187. maddesine istinaden yapılan uygulama neticesinde, Anayasa’nın 17. Maddesinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğinin tespitine karar vermiştir.

Avrupa Konseyi Parlementer Meclisi 28.04.1995 tarihli 1271 sayılı tavsiye kararında;

Evlilikte ortak bir soyadının seçiminde eşler arasında tam bir eşitlik sağlanmasına dair bir düzenleme yapılmasını önermiştir. 

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ise 05.02.1985 tarihli 2 sayılı tavsiyesinde;

Eşlerden birinin kendi soyadını değiştirerek diğerinin soyadını almasının yasal bir zorunluluk olmaktan çıkarılmasına dair bir düzenleme yapılmasını önermektedir. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 20.12.1995 tarihinde  yapılan bir başvuru üzerine 29865/96 başvuru numaralı Ünal-Tekeli davasında 16.11 2004 tarihinde verdiği kararla;

Evlenen kadının kocasının soyadını almasına dair hükümetin kocanın sayadı vasıtasıyla aile birliğini yansıtarak kamu düzenini sağlamaya yönelik savunmasını ikna edici bir gerekçe olarak kabul etmemiş, TMK’nın 187. Maddesiyle getirirlen kocanın soyadı önünde kadının öncek soyasını kullanma hakkını eşitlik ve ayrımcılığın ortadan kaldırılmasında yeterli görmemiştir. 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/20471 Esas, 2015/8704 Karar ve 28.04.2015 tarihli kararında;

Davacı kadının mesleki ve sosyal yaşam ortamı bakımından tanınabilirliği sebebiyle evlendikten sonra da önceki soyadını kullanmakta hukuki yararı olduğu ve yürürlüğe konmuş Uluslararası Anlaşmalara kanun gücü verildiği, evli kadının evlenmeden önceki soyadını kullanabileceğini hükmetmiştir.

Anayasa madde 90:Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/889 Esas, 2015/211 Karar sayılı ive 30.09.2015 tarihli içtihatında;

Kızlık soyadını kullanmak istemek için haklı bir gerekçenin bulunmasına ihtiyaç olmadığı, bu hakkın AİHS’nin m.8, m.14. ve Anayasa’nın 17. maddeleri kapsamında bir insan hakkı olduğu ve cinsiyete dayalı olarak bir ayrıma tabi tutulmaksızın erkek ve kadın arasında eşit şekilde uygulanması gerektiğine karar vermiştir.

AİHS madde 8:Herkes, özel yaşamına ve aile yaşamına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir……..”

AİHS madde 14: “Bu Sözleşmede düzenlenen haklardan ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal ya da başka görüş, ulusal ya da toplumsal köken, bir ulusal azınlığa mensup olma, mülkiyet, doğum ya da diğer statüler gibi herhangi bir temelde ayrımcılık yapılmaksızın, güvence altına alınacaktır. 

Yukarıda bahsedilen örnek yargı kararları haricinde Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi ve buna bağlı ek protokolleri de göz önüne alan yerel mahkemelerden artık Kadınları sevindiren kararlar çıkıyor.

Şahsen şahit olduğum en son örnek karar 2018 yılında İstanbul Anadolu 18. Aile Mahkemesi’nden geldi ve mahkeme evlilikten sonra sadece kendi soyadını kullanmak isteyen davacı kadın lehine bir karara imza attı. 

NOT: Anayasa Mahkemesi’ne; TMK madde 187’nin, Anayasa’nın 2., 10., 12., 17., 41. ve 90. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemiyle başvuru yapılmıştır. Evli kadının yalnız önceki soyadını kullanması istemiyle açılan davalarda itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkemeler, TMK m. 187’nin iptali için başvurmuşlardır.

Ancak Anayasa Mahkemesi 10/03/2011 tarihli 2009/85 Esas ve 2011/49 Karar sayılı kararıyla; Türk Medeni Kanunu madde 187’yi iptal etmemiştir. Anayasa madde 152/4’e göre ise aynı konu hakkında 10 yıl geçmeden Anayasa Mahkemesine ikinci kere başvuru yapılamaması sebebiyle bu konunun yeniden AYM’ye taşınması için gerekli sürenin geçmesi beklenmektedir. 

Kişiler Hukuku kapsamındaki davalarla özel olarak ilgilenen Avukat Mesude Büşra KÜÇÜK’le, çalışmalarımızı yürüttüğümüz Bakırköy/İstanbul adresindeki ofisimizde görüşme sağlayabilirisiniz. Buraya tıklayarak iletişim adreslerimize ulaşın.

***

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

1- İsim Değiştirme Davası, Mahkemesi ve Dava Süresi ile ilgili buraya tıklayın.

2- İsim Değiştirme Davası Kaç Kere Açılabilir, buraya tıklayın.

3- Kocası Ölen Kadının Soyadı Meselesi ile ilgili buraya tıklayın.

Similar Posts