Kira sözleşmesi bitmeden evden çıkabilir miyim , kira sözleşmesi bitmeden kiracı evi boşaltabilir mi , kira kontratı bitmeden evden çıkarsam ne olur istanbul kira avukatı

KİRA KONTRATIM BİTMEDEN EVDEN ÇIKARSAM NE OLUR ?

Kira sözleşmesi bitmeden evden çıkabilir miyim , kira sözleşmesi bitmeden kiracı evi boşaltabilir mi , kira kontratı bitmeden evden çıkarsam ne olur istanbul kira avukatı

Kira kontratı / Kira sözleşmesi bitmeden evden çıkabilir miyim , kira sözleşmesi bitmeden kiracı evi boşaltabilir mi , kira kontratım bitmeden evden çıkarsam ne olur , boşattığım evin kirasını ödemek zorunda mıyım diyorsanız cevabı emsal Yargıtay Kararı ışığında bu yazımızda …

KİRA KONTRATIM BİTMEDEN EVDEN ÇIKARSAM NE OLUR ?

Her ne kadar ev sahipleri kira sözleşmesi bitmeden evden çıkan kiracılar için geri kalan aylara ilişkin tüm kira bedellerini talep etmekteyse de işin hukuksal boyutu hiç de öyle değildir. Yüksek mahkeme bu konuda hem ev sahiplerini hem de kiracıları mağdur etmeyecek orta yol bir içtihat geliştirmiştir.

Her ne kadar kural olarak kira kontratı bitmeden evden çıkan kiracı, kira kontratının sonuna kadar olan kira parasını kiralayana ödemekle yükümlüyse de kiralayan da bu süre içerisinde her halükarda kira parasının ödeneceği gerekçesiyle kiralananı kiraya vermekten kaçınmamalı, aynı koşullarla kiralananın kiraya verilebilmesi için beklenen çabayı göstermelidir. Bakırköy avukat

Bu kapsamda Yargıtay yerleşmiş içtihatlarında, Türk Borçlar Kanunu Md. 325 doğrultusunda; “Kiracının sözleşmede belirtilen süreden önce kiralanan yeri terk etmesi halinde, kira sözleşmesine konu olan yerin aynı şartlarla ne kadar süre içerisinde yeniden kiraya verileceği tespit edilerek kiralayanın zararı tespit edilmelidir.” diyerek kiracının kira kontratı bitmeden boşalttığı ev için sorumluluğunu MAKUL SÜRE ile sınırlandırmıştır. Makul sürenin tespiti bilirkişi incelemesini gerektirmektedir.

Belirtmek gerekir ki; kiracı, bu makul sürenin geçmesinden önce ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulursa, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/1640 Esas, 2017/1870 Karar ve 22.02.2017 Tarihli kararı;

“… Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 01.10.2009 tarihli sözleşme gereği kiracısı olduğunu, sözleşmenin her yıl 1 Ekim tarihinde yenilendiğini, davalının buna rağmen Ocak 2015 tarihinde evi tahliye ettiğini…evin boş kaldığı Şubat 2015 ayının kirası ve aidatı olarak 1.100,00 TL, Mart 2015 ayının kirası ve aidatı 1.100,00 TL olmak üzere toplam 2.200,00 TL kira alacaklarının olduğunu, toplam 7.362,80 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Mahkemece; … 2015 yılı Şubat, Mart aylarına ait 1.000,00 TL’den 2.000,00 TL kira, 50,00 TL’den 100,00 TL aidat borcu olduğu, davalı tarafından dava konusu kiralanan ve aidatların ödendiğine dair süresi içinde … 2.000,00 TL iki aylık kira ve 100,00 TL iki aylık aidat olmak üzere toplam …. davacının alacağı olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davada dayanılan 01/10/2009 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. TBK.nun 347. maddesi gereğince konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracının belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmaması halinde sözleşmenin aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılacağı düzenlenmiştir.

Taraflar arasındaki kira sözleşmesi yeni dönem başlangıcı olan 01.10.2014 tarihinden en az onbeş gün önce kiracı tarafından bildirimde bulunulmadığından yenilenerek 01.10.2015 tarihine kadar uzamıştır.

bakırköy avukat

Ancak, kira sözleşmesi yenilendikten sonra davalının yenilenen kira sözleşmesinin süresi dolmadan kiralananı erken tahliye ettiği anlaşılmaktadır. Türk Borçlar Kanununun 325.maddesi hükmüne göre kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Makul sürenin tespiti bilirkişi incelemesini gerektirmekte olup, tek yanlı yapılan ve itiraza uğrayan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporu hükme esas alınamaz.

O halde Mahkemece yapılacak iş, tarafların anlaştıkları tahliye tarihi tespit edilerek dava konusu kiralanan taşınmazın aynı koşullarla ne kadar süre içinde kiraya verilebileceği hususunda gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak, bu mümkün olmaz ise uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle belirlenen süre (makul süre) kadar kira parasına hükmedilmesidir.

Bu nedenle Mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere inceleme ve araştırma yapılarak, tarafların diğer delilleri toplanıp değerlendirilerek gerek makul süre gerekse itiraza uğrayan tespit dosyasında bilirkişi raporunda belirtilen hasar ve eksikliklerin kira sözleşmesi hükümleri de değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...”

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/3287 Esas, 2019/4250 Karar ve 08.05.2019 Tarihli kararı;

“… Davacı, davalı ile aralarında bulunan 24.01.2011 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesi ile mağaza kiralandığını, kira borcuna teminat olarak davalıya teminat mektubu verildiğini, kiralanan iş yerinin beklenen ilgiyi görmemesi ve ilginin artması için kiraya verenin yeterli özeni göstermemesi nedeniyle kiralananı boşaltma zarureti oluştuğunu, noterden çekilen ihtarname ile taşınmazın boşaltılacağının davalıya bildirildiğini, kalan tüm borçlar ödenmiş olmasına rağmen teminat mektubunun iade edilmediği gibi davalı tarafından tebliğ olunan ihtarnameyle üç aylık kira, ortak gider ve reklam alacağı toplamı 61.424.57 TL+KDV talep edildiğini, 31.12.2011 tarihinde kiralananı boşalttığı halde teminat mektubunun kötü niyetli olarak tutulduğunu belirterek 61.424.57.TL+KDV yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

bakırköy avukat

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı tarafa 46.928.27 TL borçlu olmadığının ve 14.496.30 TL borçlu olduğunun tespitine dair verilen hükmün davacı ve davalı tarafından temyizi üzerine,

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 28.09.2015 tarih 2015/5614 Esas ve 2015/7566 Karar sayılı ilamı ile “…Davacıkiracının kiraladığı işyerinin bulunduğu AVM’nin beklenen ilgiyi görmemesi gerekçesiyle kira sözleşmesini feshi T.T.K. 18/2 maddesi hükmü karşısında haksızdır. O nedenle mahkemece, mahallinde keşif yapılarak kabul edilen teslim tarihinden itibaren kiralanan taşınmazın aynı koşul ve şartlarda ne kadar sürede kiraya verilebileceği tespit edilerek davalı kiraya verenin uğradığı zarar giderildikten sonra karar verilmeli… “ gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Somut olayda; Taraflar arasında 24.01.2011 tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda, uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafından kira sözleşmesinin 23.09.2011 tarihli ihtar ile feshedildiği bildirilerek 05.01.2012 tarihinde kiralanana ait anahtarların notere teslim edildiği anlaşılmaktadır.

Kural olarak sözleşme süresi henüz sona ermeden kiracı tarafından tek taraflı olarak kira kontratı nı feshedilmesi halinde kiracı, kira sözleşmesinin süresi sonuna kadar olan kira parasını kiralayana ödemekle yükümlüdür. Ancak kiralayan da bu süre içerisinde her halükarda kira parasının ödeneceği gerekçesiyle kiralananı kiraya vermekten kaçınmamalı, aynı koşullarla kiralananın kiraya verilebilmesi için beklenen çabayı göstermeli, böylece kiracı borçlunun zararının artmasına sebep olmaması gereklidir.

bakırköy avukat

Mahkemece yapılan yargılama sırasında inşaat mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden alınan raporda; davacıkiracının 31.12.2011 tarihinde sözleşmenin feshedileceğini bildirdiğine göre, bu tarihten sonraki 12 aylık sürede kazançtan yoksun kaldığı, bu süreye isabet eden tutarın 173.955, 60TL olduğu belirtilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.

Bu sebeple, Mahkemece kira kontratı na konu Yargıtay Kararları 305 mağazanın aynı şartlarla ne kadar süre içinde yeniden kiraya verilebileceği hususunda konusunda uzman bilirkişi heyetinden ( inşaatçı- emlakçı kira bilirkişisi) rapor alınmak suretiyle belirlenecek makul süre kadar kira parasından davacının sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.…”

Her ne kadar avukatlık mesleğinde kira avukatı şeklinde bir ünvan olmasa da halk arasında bilinen adıyla istanbul kira avukatı Kira ve Gayrimenkul hukuku ile ilgili ihtilaflarınız ile ilgilenir. Oldukça fazla alt dalı olan Kira Hukuku karmaşık bir hukuk dalı olduğu için kira hukuku ile ilgili davalarda örneğin bir kiracının tahliyesi ya da kira uyarlama davasında bir istanbul kira avukatı uzmanlığından faydalanmanız sizin için daha sağlıklı ve daha az yıpratıcı olacaktır.

İstanbul Avrupa Yakası Bakırköy’de bulunan ve Bakırköy Ataköy Yeşilköy Florya Avcılar Zeytinburnu Bahçelievler Şirinevler Beylikdüzü semtlerine yakın konumda olan ofisimizde, boşanma davaları ile ilgili sizlere dava avukatlığı ve hukuki danışmanlık hizmeti vermekteyiz. Buraya tıklayarak ofisimiz iletişim adreslerine ulaşınız.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

KORANAVİRÜS SÜRESİNDE KİRA ÖDEMEK ZORUNDA MIYIM ?Buraya tıklayın.

APARTMAN AİDATINI ÖDEMEYEN KOMŞU İÇİN BAŞVURULACAK HUKUKİ YOLLAR NELERDİR ? Buraya tıklayın.

HUKUKİ UYARI: www.mesudebusrakucuk.av.tr resmi kaynak değildir. Paylaşılan tüm veriler bilgi amaçlı olup, olası yanlışlıklardan kaynaklı sorumluluk kabul edilmez. Kullanıcılar sunulan bilgileri ve emsal Yüksek Mahkeme kararlarını resmi kaynaklardan teyit etmelidir.

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir