BANKA HAVALESİ YOLUYLA GÖNDERİLEN PARA
YAZININ İÇERİĞİ: Banka havalesi yoluyla gönderilen para nasıl geri alınır, Eft havale ile gönderilen borç para nasıl geri alınır, Bankadan gönderilen para borç sayılır mı, Açıklama yazmadan bankadan gönderdiğim parayı geri alabilir miyim, Banka havalesi dekontu delil midir, Açıklama kısmı boş bırakılan banka dekontu, Dekont ile alacağın ispatı, Banka dekontu delil başlangıcı sayılır mı, banka dekontlarının delil niteliği, Havale dekontunun hukuki niteliği, Açıklama yazılmadan gönderilen banka havalesi, Açıklama yazmadan bankadan gönderilen borç para, Banka havalesi ile gönderilen paranın iadesini istemede ispat yükü kime aittir? Açıklama kısmı boş olarak gönderilen para.
Açıklamasız Gönderilen Banka Havalesinin Hukuki Niteliği
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında, açıkça borç olarak gönderildiğine ilişkin bir açıklama yazılmadan banka havalesi ile gönderilen paranın bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmektedir.
Nitekim 6098 sayılı Borçlar Kanunu 102. Maddesinde “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır…” hükmü yer almaktadır.
Banka Dekontunun Delil Niteliği
Delil başlangıcı nedir? Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. Örneğin, borçlu tarafından el ile yazılmış fakat imzasız olan bir senet, mektup, ya da süresinde ibraz edilmeyen veya zamanaşımına uğramış çek delil başlangıcı sayılır.
Delil başlangıcı yazılı olmak zorunda mıdır? Bir belgenin delil başlangıcı olabilmesi için yazılı olması şartı bulunmamaktadır. Kanunda belge tanımına giren ispata elverişli her türlü araç, diğer iki şartı taşıması halinde delil başlangıcı olabilecektir. Bu çerçevede elektronik belgeler de delil başlangıcı olabilirler.
Peki banka havalesi dekontu delil başlangıcı sayılır mı? Açıklamasız banka havalesinin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi mümkün değildir.(Kaynak: Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2017/710 esas ve 2019/11468 karar numaralı ilamı) Ancak açıklama olan banka havale dekontları delil başlangıcı olarak kabul edilmektedir.
Açıklamasız gönderilen paranın İadesinin İstendiği davada İspat
Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı yani parayı gönderen kişi ispat etmelidir. Bu sebeple ticari ilişkilerde cari hesap ilişkileri nedeni ile gönderilen havalelerin ya da en basit örnek olarak bir arkadaşla ya da herhangi bir kimseyle girişilen alacak verecek borç ilişkileri kapsamında banka üzerinden gönderilen para için gönderim nedeni özellikle açıklama kısmına şerh düşülmelidir. Çünkü banka üzerinden açıklamasız gönderilen paranın geri almak üzere ödünç olarak borç verildiğini kanıtlamak sonrasında çok zor olacaktır.
Açıklamasız gönderilen paranın borç olarak gönderildiği nasıl ispatlanır?
Açıklamasız şekilde banka havalesi yolu ile gönderilen paranın borç olarak gönderildiği SMS, e mail, whatsapp, facebook, instagram gibi sosyal medya mesaj kayıtlarıyla ispatlanabilir. Ancak bunun da şartları da vardır. Örneğin, mesajları delil olarak sunan kişinin cep telefonu incelenerek telefondaki mesaj kayıtları ile dosyaya ekran görüntüsü şeklinde döküm olarak sunulan kayıtların karşılaştırılması gerekmektedir. Konu ile ilgili emsal Yargıtay Kararına ulaşmak için lütfen buraya tıklayın.
Banka havalesi ile açıklamasız şekilde gönderilen paranın borç olarak gönderilmiş olduğu tanıkla ispat edilir mi?
HMK’nun 202. Maddesi hükmü gereği Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.
Örneğin, 2023 yılı için senetle ispat zorunluluğu parasal sınırı 14.800,00-TL olduğu için bu miktarın altındaki tanık dinlenilebilir ve başkaca her türlü delile başvurulabilir. Bu sınırın üstünde kalan bir uyuşmazlık için dosyada hukuki olarak delil başlangıcı sayılabilecek bir belge yok ise uyuşmazlıkta miktar itibari ile tanıkla ispat olmaz, tanıkla ispat olması için muhakkak bir delil başlangıcının da dosyaya sunulması gerekir. Ancak karşı tarafın muvafakati var ise dosyada delil başlangıcı sayılabilecek bir belge yok ise yine de tanık dinletilebilir.
Tanıkla ispat yasağı yani senetle ispat zorunluluğu kapsamında kalan bu rakam her yıl için yeniden belirlenir ve değişkenlik gösterir. 2024 yılı için hukukta parasal sınırların ne olduğuna ilişkin tabloya ulaşmak için lütfen buraya tıklayın.
Banka havalesi ile açıklamasız şekilde gönderilen paranın borç olarak gönderilmiş olduğu “Yemin” ile ispatlanabilir mi?
Özel hukuk yargılamasında kesin delillerden olan “taraf yemini”, taraflardan birinin, bir olgunun doğru olup olmadığı hakkında, “namusu, şerefi ve kutsal saydığı bütün inanç ve değerler üzerine” mahkeme huzurunda, usûlünce beyanda bulunmasıdır. Yemin kesin deliller arasında sayılmıştır ve bir olgunun doğru olup olmadığına yemin edilirse, artık o olgu hakkında başka delil gösterilmesine gerek olmamaktadır.
Yemin teklif edilen, yemin ederse, böylece yemin teklif eden tarafın ileri sürdüğü vâkıanın mevcut olmadığı “kesin delil”le kanıtlanmış olur. Yemin için usulünce çağırılan taraf duruşmaya gelir ve fakat yemin etmezse (yeminden kaçınırsa) ya da teklif edilen yemini, teklif edene iâde etmezse, yeminin konusunu oluşturan vâkıayı ikrar etmiş sayılır.
Banka havalesi ile açıklamasız şekilde gönderilen paranın borç olarak gönderilmiş olduğu kişi dava dilekçesinde “yemin” deliline dayanmışsa mahkeme tarafından davacıya muhakkak yemin hakkı hatırlatılarak neticesine göre dava ile ilgili bir karar verilmesi gerekir.
Konu İle İlgili Yargıtay Kararları
Açıklamasız yapılan havale delil başlangıcı olarak kabul edilemez.
“…Davacı, davalı ile aralarında 2008-2011 yılları arasında evlenmek maksadıyla arkadaşlıkları olduğunu, bu süre içerisinde davalıya banka havalesi yoluyla toplam 50.000 TL davalıya borç para gönderdiğini, 12.000 TL sinin ödendiğini ancak bakiye 38.000 TL borcun ödenmediğini ileri sürerek başlattığı takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, havaleleri davacının borcuna mahsuben gönderildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, havaleler yazılı delil başlangıcı kabul edilerek, tanık beyanları ve GSM hattı üzerinden gönderilen yazılı mesaj kayıtları (SMS) ile borç sözleşmesinin kanıtlandığı, davalının davacıya 7.6.2011 tarihinde gönderdiği SMS kaydında da davacıya 36.000 TL borcu kabul ettiği, 12.000 TL ödemenin de borçtan düşüldüğünde bakiye 24.000 TL borcun kaldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davalının takibe vaki itirazın kısmen iptali ile 24.000 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı yanca temyiz edilmiştir.
Dava, davacı tarafından davalı hesabına gönderilen paraların borç gönderildiği iddiasına dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacının davasına dayanak yaptığı banka makbuzları, davalı hesabına yapılan havaleyi göstermektedir. Havale üzerinde bu paranın borç olarak verildiğine dair bir açıklama yoktur.
Somut olayda davacının dayandığı belge yalnız başına borç verildiğini ispata yeterli değildir. Zira, kural olarak havale bir ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir. Zira havalenin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi mümkün olmayıp bu uyuşmazlıkta miktar itibari ile tanık dinlenilemez.
Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının davacıya gönderdiği 7.6.2011 tarihli SMS kaydını 6100 sayılı HMK’nın 199. Maddesi gereğinde “belge” olduğu ve bu kayıt ile davalının 36.000 TL lik borcu kabul ettiğini değerlendirilmiş ise de, dava 11.4.2012 tarihinde açılmış olup dava tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK yürürlükte olmadığı gibi, sözü edilen SMS kaydı hakkında davalının açık bir kabulü de bulunmamaktadır. Davalının açık muvafakati bulunmadığından olayda miktar itibariyle tanık da dinlenemez. Bu durumda, davacı iddiasını yasal deliller ile kanıtlayamamıştır.
Öyle ise davacı, hesaptan gönderdiği borç paraya ilişkin davasını yasal deliller ile ispatlayamamış ise de, dava dilekçesinin 7.sırasında açıkça “yemin” deliline de dayandığı anlaşıldığından davacıya yemin hakkı hatırlatılarak neticesine göre dava ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirir…” Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2014/28725 Esas, 2015/20230 Karar ve 15.06.2015 Tarihli Kararı
Açıklamasız şekilde havale edilen para, borç ödemesi niteliğindedir; aksinin ispatı bunu iddia edendedir.
“… Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. Davalı … tarafından davacı … aleyhine 01.10.2013 tarihli ve 7.000,00 TL bedelli banka havale dekontuna dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatılmış ve bu takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.Davacı, banka hesabına yapılan 7.000,00 TL’lik havale işlemine ilişkin dekontta yatırılan paranın borç olarak verildiğine dair herhangi bir açıklama bulunmadığını, hesabına para yatırılmış olmasının takip alacaklısına borcu olduğu anlamına gelmeyeceğini ileri sürerek, takip dayanağı banka havale işlemi nedeni ile davalı takip alacaklısına borçlu olmadığının tespitini talep ederek eldeki davayı açmıştır.
Mahkeme, takip dayanağı dekontta yatırılan para ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmamış olmakla birlikte davacı yanın söz konusu paranın neye istinaden kendisine gönderildiğini açıklayamadığı, paranın, alacaklısı olduğu bir hukuki ilişki nedeniyle tarafına gönderildiğini ispat edemediği, bu durumda paranın davalı tarafından davacıya borç olarak gönderildiğinin kabulü gerektiği gerekçeleri ile davanın reddine karar vermiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu Bk 102. Maddesinde “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel bir borç için yapılmış sayılır…” düzenlemesi yer almaktadır.
Eldeki davada, davalı açıklamasız havale ile gönderdiği 7.000,00 TL’nin, davacıya borç olarak verildiğini ileri sürmüş, davacı taraf ise iddia edilen borç ilişkisini inkâr etmiştir. Bu durumda havale edilen paranın borç olarak gönderildiğini ispat yükü bunu iddia eden davalıda olup, davalı bu hususu yazılı delillerle ispat edememiştir. Uyuşmazlık konusu miktar itibarıyla davada tanık dinlenmesi mümkün olmadığı gibi, davalı taraf yemin deliline de dayanmamıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ispat yükü ters çevrilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir….” Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2017/4353 Esas,2015/12061 Karar ve 03/12/2019 Tarihli Kararı
HUKUKİ UYARI
www.mesudebusrakucuk.av.tr resmi kaynak değildir. Paylaşılan tüm veriler bilgi amaçlı olup, olası yanlışlıklardan kaynaklı sorumluluk kabul edilmez. Kullanıcılar sunulan bilgileri ve emsal Yüksek Mahkeme kararlarını resmi kaynaklardan teyit etmelidir.