Ebeveynler tarafından çocuğa uygulanan aile içi şiddet suç mu, çocuğumu dövmek suç mu, çocuğuna şiddet uygulayan ebeveynin velayet hakkı elinden alınır mı, Medeni Kanun’un ana babaya aile hukukundan kaynaklı olarak yüklediği yükümlülükler nelerdir, bu yükümlülüklere uymamanın Ceza Kanunundaki cezası nedir, Maddi durumum çocuk bakımına elverişli değilse, yükümlülüklerim konusunda hukuka aykırı davranmış olur muyum, Terbiye hakkı nedir, anne babanın çocuklarına uyguladıkları şiddet suç mudur, velayet hangi durumda aileden alınır, velayetin kaldırılması şartları nelerdir gibi soruların cevapları bu yazımızda..

ANNE BABANIN ÇOCUKLARINA UYGULADIKLARI ŞİDDET SUÇ MU ?

Ebeveynler tarafından çocuğa uygulanan aile içi şiddet suç mu, çocuğumu dövmek suç mu, çocuğuna şiddet uygulayan ebeveynin velayet hakkı elinden alınır mı, Medeni Kanun’un ana babaya aile hukukundan kaynaklı olarak yüklediği yükümlülükler nelerdir, bu yükümlülüklere uymamanın Ceza Kanunundaki cezası nedir, Maddi durumum çocuk bakımına elverişli değilse, yükümlülüklerim konusunda hukuka aykırı davranmış olur muyum, Terbiye hakkı nedir, anne babanın çocuklarına uyguladıkları şiddet suç mudur, velayet hangi durumda aileden alınır, velayetin kaldırılması şartları nelerdir gibi soruların cevapları bu yazımızda..

ÇOCUĞA UYGULANAN AİLE İÇİ ŞİDDET İN HUKUKİ SONUÇLARI

Ebeveynler tarafından çocuğa uygulanan aile içi şiddet suç mu, çocuğumu dövmek suç mu, çocuğuna şiddet uygulayan ebeveynin velayet hakkı elinden alınır mı, Medeni Kanun’un ana babaya aile hukukundan kaynaklı olarak yüklediği yükümlülükler nelerdir, bu yükümlülüklere uymamanın Ceza Kanunundaki cezası nedir, Maddi durumum çocuk bakımına elverişli değilse, yükümlülüklerim konusunda hukuka aykırı davranmış olur muyum, Terbiye hakkı nedir, anne babanın çocuklarına uyguladıkları şiddet suç mudur, velayet hangi durumda aileden alınır, velayetin kaldırılması şartları nelerdir gibi soruların cevapları bu yazımızda…

Aile; sağlıklı bir toplumu oluşturan sağlıklı bireylerin yetiştirilmesinde oldukça önemli bir role sahiptir. Bu sebeple “ailenin ve ailenin yetiştirme yükümlülüğünde bulunan çocukların devlet tarafından korunması gerektiğiT.C. Anayasası ve ülkemizin taraf olduğu birçok Uluslararası Anlaşmalarda kendine yer bulmuştur.

Ailenin ve ailenin yetiştirme yükümlülüğünde bulunan çocukların devlet tarafından korunmasının en başlı gerekliliği, aile içi her türlü şiddet in önüne geçmektedir. Şiddet in önlenmesi için ise; şiddeti öncelikle görünür kılmak ve bu konuda etkin ve etkili eylem planlarının oluşturularak bir an önce harekete geçilmesi gerekmektedir.

Çocukların öznesi veya şahidi olduğu aile içi şiddet, çocuğa verdiği zararın yanı sıra toplumda da büyük yara açar. Zira aile içi şiddet, yaşam boyu sürecek toplumsal ve sağlıksal tramvalar sebebidir.

Dünyada her 4 çocuktan 1’i şiddet görüyor ve her 5 dakikada 1 çocuk şiddet sebebiyle ölüyor !

O halde biz de veriler ışığında şiddeti görünür kılarak, konu hakkındaki hukuki düzenlemelere değinelim …

Hukuken 18 yaş altı tüm bireyler çocuk olarak kabul edilirler. (ergin kılma halleri hariç) Çocuklar hayatlarını tek başına idame ettiremeyecek konumda olmaları sebebiyle korunmaya en muhtaç canlılardır. Dolayısıyla tam da burada velayet kavramı devreye girer:

VELAYET NEDİR?

Velayet, küçüklerin gerek şahıslarına gerek mallarına özen gösterme ve onları temsil etme konusunda kanunun ana babaya yüklediği yükümlülükler ve bu yükümlülüklerin iyi bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak üzere onlara tanıdığı hakların tümüdür.

Özetle; velayet, çocukların menfaatine hizmet eden bir kurumdur. Bu sebeple velayet haktan önce bir yükümlülüktür.

Örneğin, velinin kanaati, çocuğun menfaatlerine aksi düşerse, kanunlarda bu durumlara özgü koruma tedbirleri vardır. Hatta durumun vahametine göre veliye; velayetin kaldırılması müeyyidesi bile uygulanabilir.

O halde bu bilgiler ışığında temel ilkemizin “Çocuğun Üstün Yararı” olduğunu söyleyebiliriz. Çocuğun üstün yararından, kısa vadeli dar bir yarar değil, geniş vadeli, gelecekteki ve toplumsal çevre içindeki yarar anlaşılmalıdır.

DİKKAT ! “Çocuk benim, ne istersem yaparım, kimse karışamaz” demeyin !

Çocuk bir bireydir, ana babaya teslim edilmiş bir hak sujesi değildir. Öyle ki, 4721 Sayılı Medeni Kanun; ergin olmayan çocukları ana ve babalarına karşı koruyan, aile içi şiddet e karşı koruma yöntemlerini de içerir.

Ayrıca ebeveynlere, 4721 Sayılı Medeni Kanun’un ana babaya aile hukukundan kaynaklı olarak yüklediği yükümlülüklere aykırı davranması halinde ise;  5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca çeşitli cezalar öngörülmüştür. İşte sözü edilen kanun maddeleri;

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu  “Çocukların Bakım ve Eğitim Giderlerini Karşılama Kapsamı” başlıklı 327. Maddesi;

      “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.

  Ana ve baba, yoksul oldukları veya çocuğun özel durumu olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiği takdirde ya da olağan dışı herhangi bir sebebin varlığı halinde, hakimin izniyle çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktar sarf edebilirler.”

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu  “Çocukların Bakım ve Eğitim Giderlerini Karşılamanın Süresi” başlıklı 328. Maddesi;

           “ Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.

          Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.”

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu “Kötü Muamele” başlıklı 232. Maddesi;

(1) Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir.”

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu “Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali” başlıklı 233. Maddesi;

(1) Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Velâyet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadî sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddî ve manevî özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlâk, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

  • Hakaret, kötü muamele midir ?

Hayır, bu durumda kötü muamelenin sınırı aşılmış olur ve TCK madde 125 kapsamında hakaret suçu oluşacaktır.

  • Kanunda bahsi geçen kötü muameleden ne anlamalıyız ?

Kötü muameleden; merhamet, acıma, şefkatle bağdaşmayacak hareketler algılanmalıdır. BU MUAMELE BASİT TIBBİ MÜDAHALEYLE GİDERİLEMEYECEK BİR ÖLÇÜDEYSE; BU NOKTADA KASTEN YARALAMA SUÇU OLUŞUR.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu “Kasten Yaralama” başlıklı 86. Maddesi;

“(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (Ek fıkra: 31/03/2005 – 5328 S.K./4.mad) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

(3) Kasten yaralama suçunun;

a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,

b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Silâhla,

işlenmesi hâlinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

Yukarıda bahsedilen iç hukukumuzdaki düzenlemelerin yanı sıra Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 24. Maddesinde de yine iç hukukumuzdaki düzenlemelere paralel olarak ebeveynlerin çocuklarına layıkıyla bakma zorunluluğunu ve devletin de bu konudaki sorumluluğunu düzenlenmiştir.

  • Maddi durumum çocuk bakımına elverişli değilse, yükümlülüklerim konusunda hukuka aykırı davranmış olur muyum ?

Maddi durumunuzun yeterli olmaması başlı başına aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerin ihlali konusunda hukuka aykırı davrandığınızı söylemek için yeterli olmaz. Kişilerin mevcut maddi durumları çocuk bakımına elverişli değilse; ilgili ve yetkili kişilerden beslenme, barınma, giyim ve bakım gibi konularda kesinlikle yardım istemelidirler.

  • Yükümlülüklerin yanı sıra, ebeveynlerin velayetten kaynaklı en önemli hakkı olan “Terbiye Hakkı” nedir, kapsamı nelerdir ?

Çocuğun yetiştirilmesi ve çocuğa terbiye edilmesi de ana babaya aittir. Hatta bunun bir hak olmasından öte bu bir yükümlülüktür, hem de oldukça ağır bir yükümlülük …  Çocuğun erdemli, onurlu, vatanını ve milletini seven dürüst ve namuslu bir insan olarak yetişmesi için gerekli telkinlerde bulunmak, çocuğun kötü yollara sapmaması ve kötü alışkanlıklar edinmemesi için gerekli özen ve çabayı sarf etmektir.

Veli, ancak çocuğun yararına olan kararlarına karsı çocuğun bu kararlara uymasını bekleyebilir. Bunun aksi bir durum söz konusu olursa, çocuk TMK madde 346’ya göre hakimin konuya ilişkin müdahalesini dahi isteyebilir.

Ayrıca, ebeveynler çocuğa terbiyesini verirken, çocuğa karşı güç kullanma suretiyle bedensel yaptırımları veya benzer biçimde şiddeti içeren her türlü ruhsal veya diğer yaptırımları uygulayabilme yetkisini içermez.

Çocuğa terbiye hakkı kapsamında şiddet uygulamak, çocuğun üstün yararı ilkesine ve çocuğun korunmasını ele alan kanun maddeleri ile Uluslararası Sözleşmelere ters düşer.

ANNE BABANIN ÇOCUKLARINA UYGULADIKLARI ŞİDDET SUÇ MUDUR?

Yukarıda da yer verilen kanun maddeleri uyarınca da ebeveynlerin çocuklara uyguladıkları, çocukların bedensel bütünlüğü aleyhine ekimoza mahal verecek türdeki şiddet (çocuğu dövmek) suçtur ve bu suçun hukuki ve cezai anlamda yaptırımları mevcuttur.

Şunu da söylemek gerekir; terbiye hakkı ana-baba ve öğretmenin dışında; akrabaya, komşuya vs. tanınmamıştır.

Fiziksel şiddetin yanısıra;

-ihmal ve zararlı geleneksel uygulamalar,

-Çocuğun ev içindeki şiddete tanıklık etme durumu,

-Çocuğa ev içinde yüksek sesle ve saldırganca bağırılması,

-Evebeynlerin çocuklar yanında zararlı maddeler kullanması,

-Aile içinde çocuklar arasında ayrım yapılması,

-Ailenin maddi durumu  varken çocuğu okumaktan alıkoyması,

-Çocuğun ev içinde diğer çocukları tarafından gördüğü şiddet yaşantısı da çocukların maruz kaldığı  bir diğer aile içi çocuklara uygulanan şiddete örnektir.

Örneğin; Anayasa Madde 41 her bireye eğitim hakkı tanırken, Anayasanın sözü gecen maddesine rağmen çocuklarını zorunlu eğitimden alıkoymaları sebebiyle 2019 yılının Mayıs ayında; Hatay’da yaşayan bir ailenin elinden çocukları alınmıştır. (Kaynak: Sözcü Gazetesi)

ÇOCUĞUN KORUNMASI AMACIYLA MEDENİ KANUNUNDA ÖN GÖRÜLEN KORUMA TEDBİRLERİ NELERDİR?

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Çocuğun Korunmasında Koruma Önlemleri” Başlıklı 346. Maddesi ;

“Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hakim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır.”

NOT: Bu önlemlerin alınması için ana veya babanın kusuru gerekmez. Tehlikenin fiili olarak gerçekleşmiş olması da gerekmez. Bu konuda ciddi şüphe varlığı yeterlidir.

Çocuk ana babanın yanındayken de bu tedbirlere karar verilebileceği gibi çocuğun velayeti ana ve babadan alınadabilir.

Ayrıca çocuğun gelişiminin tehlikede olduğu herkes tarafından yetkili kişilere ihbar edilebilir. Öğretmen, komşu, doktor vs…

VELAYET HANGİ HALLERDE KALDIRILIR?

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Velayetin Kaldırılması” Başlıklı 348. Maddesi;

“Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hakim aşağıdaki hallerde velayetin kaldırılmasına karar verir:

            1. Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, özürlü olması, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.

           2. Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.

 Velayet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır.

Kararda aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.”

NOT: Velayetin kaldırılması ile velayetin tevdi kurumu aynı değildir. Karıştırılmamalı. Velayetin tevdi boşanmalar sonucu ortaya çıkan bir kurumdur. Velayetin kaldırılması, çocuğu ana babaya karsı koruyan bir tedbirdir.

NOT: Velayetin kaldırılması ileride doğacak çocukları da kapsar. Velayetin kaldırılması ve çocuğun bir başka yerleştirilmesi son çaredir. Maddi problem vs gerekçelerle çocuk aileden alınamaz.

Genellikle bu tedbire; çocuğun bedensel/zihinsel gelişiminin tehlikede olması veya velinin kayıtsız davranışları sebebiyle çocuğun manen terk edilmiş olması durumlarında başvurulur.

NOT: Ana karnında olan çocuğun fiziksel şiddet sebebiyle doğmasına engel olunmuşsa, bu mevcuttaki diğer çocuklar için de velayetin kaldırma sebebidir.

SONUÇ OLARAK ;

Aile içi şiddet in hukuki boyutu yukarıda değinildiği üzere iç hukukumuz ve uluslararası hukukta taraf olduğumuz sözleşmelerde ele alınmıştır.

Türk Medeni Kanunu dahilinde ve Aile Hukuku  çevresinde; aile bireylerine, aile hukukundan kaynaklı yükümlülüklerinin olduğu bildirilmiş, ebeveynler tarafından, çocuklara aile içerisinde uyguladıkları şiddete yönelik, çocuklar lehine koruma tedbirleri getirilmiş hatta şartları oluşması halinde bu koruma tedbirlerinin en ağırı olan Velayetin Kaldırılması kurumuna da başvurulabileceği belirtilmiştir.

Türk Ceza Kanunu dahilinde ise; Aile Bireylerinin aile hukukundan kaynaklı yükümlülüklerinin ihlali ve aile içi şiddet in ve kötü muamelenin suç olduğu açıklanmış, hatta ihlal durumunun ölçüsünün ağırlaşması durumunda ise; hakaret, kasten yaralama, işkence gibi çeşitli suç tiplerinin de unsurları oluşabileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda annenin babanın çocuğunu dövmesi ona şiddet uygulamasının suç olduğu tekrar hatırlatılmalı ve bu durumu meşrulaştıran “kızını dövmeyen dizini döver” gibi atasözlerini de lügatımızdan çıkarmamız lazım gelir.

***

AİLE HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN YÜKÜMLÜLÜĞÜN İHLALİ” SUÇUNA İLİŞKİN EMSAL YARGITAY KARARLARI İÇİN BURAYA TIKLAYIN.

“KÖTÜ MUAMELE” SUÇUNA İLİŞKİN EMSAL YARGITAY KARARLARI İÇİN BURAYA TIKLAYIN.

İstanbul Avrupa Yakası Bakırköy’de bulunan ve Bakırköy Ataköy Yeşilköy Florya Avcılar Zeytinburnu Bahçelievler Şirinevler Beylikdüzü semtlerine yakın konumda olan ofisimizde, Bakırköy aile hukuku avukatı ve İstanbul Bakırköy boşanma avukatı kapsamında aile ve boşanma hukuku ile tüm dava türlerinde sizlere dava avukatlığı ve hukuki danışmanlık hizmeti vermekteyiz.

HUKUKİ UYARI: www.mesudebusrakucuk.av.tr resmi kaynak değildir. Paylaşılan tüm veriler bilgi amaçlı olup, olası yanlışlıklardan kaynaklı sorumluluk kabul edilmez. Kullanıcılar sunulan bilgileri ve emsal Yüksek Mahkeme kararlarını resmi kaynaklardan teyit etmelidir.

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir