artık evlendikten sonra kadınlar, kocalarının soyadı olmaksızın yalnızca kendi bekarlık soyadını herhangi bir dava açma külfetine katlanmadan kullanma hakkına sahip oldular.

KADINLAR, EVLENDİKTEN SONRA YALNIZCA BEKARLIK SOYADINI KULLANABİLECEK!

artık evlendikten sonra kadınlar, kocalarının soyadı olmaksızın yalnızca kendi bekarlık soyadını herhangi bir dava açma külfetine katlanmadan kullanma hakkına sahip oldular.

KADINLAR, EVLENDİKTEN SONRA YALNIZCA KENDİ SOYADINI KULLANABİLİR Mİ ?

22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Kadının Soyadı” başlıklı 187 maddesi Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.” demekle kadının evlendikten sonra muhakkak kocasının soyadını kullanacağını, yazılı başvuru yapması halinde de yine kocasının soyadını da kullanmak kaydıyla, kocasının soyadının önünde kendi soyadını da kullanabileceğini hüküm altına almıştı.

Bu halde, yalnızca kendi bekarlık soyadını kullanmak isteyen kadınlar, uzun ve çetrefili dava süreçlerine giriyor ve evlendikten sonra yalnızca kendi bekarlık soyadlarını kullanmak için haklı sebeplerinin olduğuna yargı makamlarını ikna etme külfeti altına giriyorlardı.

Bu durumun kadın-erkek eşitliği konusunda büyük yara doğurduğuna ve kadının, evlendikten sonra muhakkak kocasının soyadını alma zorunda bırakılmasının, doğuştan sahip olduğu bir hakkın gaspı olduğuna ilişkin yazımız için buraya tıklayın.

Ne var ki, bu çağ dışı uygulamaya, Anayasa Mahkemesi’nin; 2022/155 Esas, 2023/38 Karar, 22/02/2023 Tarihli kararı ile Türk Medeni Kanunu’nun 187. Maddesini iptal etmesiyle son verilmiştir.

Yani, artık evlendikten sonra kadınlar, kocalarının soyadı olmaksızın yalnızca kendi bekarlık soyadlarını herhangi bir dava açma külfetine katlanmadan kullanma hakkına sahip oldular.

Önemle belirtmekte fayda var ki, kadınların evlendikten sonra herhangi bir dava sürecine gerek olmaksızın yalnızca kendi soyadını kullanabilme hakkı yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi Kararı’nın Resmi Gazete’de yayımlanma tarihi olan 28/04/2023 tarihinden başlayarak 9 ay geçmesiyle yürürlüğü girecektir. İşte o karar metni özeti;

Anayasa Mahkemesi’nin; 2022/155 Esas, 2023/38 Karar, 22/02/2023 Tarihli kararı

“…Başvuru kararında özetle; soyadının kadının kimliği ile kişiliğinin bir parçasını oluşturduğu, itiraz konusu kuralla kadının evlenmeden önceki soyadını kullanma hakkına getirilen sınırlamanın meşru bir amacının bulunmadığı, erkeğin doğumla kazandığı soyadını ömrü boyunca kullanması mümkün iken aynı hakkın kadına tanınmamasının eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı,

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) söz konusu farklı muamele nedeniyle ihlal kararları verdiği, ayrıca bireysel başvuru alanında Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararlarının da bulunduğu ancak değiştirilmeyen kuralın idare tarafından uygulanmaya devam edildiği, bu durumun ise Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ilkesini ihlal ettiği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 10., 17., 20., 90. ve 153. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Kuralda, evlenen kadının kocasının soyadını alacağı ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadının önünde, önceki soyadını da kullanabileceği öngörülmüştür. Kural kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra tek başına kullanabilmesine imkân tanımamaktadır.

Erkek evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra da tek başına kullanabildiği hâlde kuralla kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra ancak kocasının soyadının önünde kullanabileceği öngörüldüğünden karşılaştırmaya müsait şekilde benzer durumda olan eşler arasında cinsiyet temelinde farklı muamelenin yapıldığı açıktır.

Kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra da kullanmasına izin verilmemesinin hak ihlaline yol açtığı ileri sürülmek suretiyle AİHM ve Anayasa Mahkemesine birçok bireysel başvuru yapılmıştır. Bu kapsamda AİHM kadının evlenmeden önceki soyadını tek başına kullanmasına izin verilmemesinin Sözleşme’nin 8. maddesi bağlamında 14. maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir (Ünal Tekeli/Türkiye).

Anayasa Mahkemesi ise uluslararası sözleşmelerin erkek ve kadının evlilik sonrasında soyadları bakımından eşit haklara sahip olmasını öngören hükümleri ile evli kadının kocasının soyadını kullanması zorunluluğunu öngören iç hukuk düzenlemelerinin aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle Anayasa’nın 90. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca uluslararası sözleşme hükümlerinin esas alınmasının gerektiğini, bu itibarla başvurucular hakkında 4721 sayılı Kanun’un 187. maddesinin uygulanmasının kanunilik ilkesiyle bağdaşmadığını ve ihlale yol açtığını belirtmiştir.

(bu yöndeki kararlar için bkz. Sevim Akat Eşki, B. No: 2013/2187, 19/12/2013; Gülsüm Genç, B. No: 2013/4439, 6/3/2014; Neşe Aslanbay Akbıyık, B. No: 2014/5836, 16/4/2015).

Öte yandan kadının soyadına ilişkin davalarda önemli bir içtihat geliştiren Yargıtay da Anayasa Mahkemesi gibi kadının evlenmeden önceki soyadının kullanmasına izin verilmemesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta Anayasa’nın 90. maddesinin beşinci fıkrası gereğince uluslararası sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğini kabul etmiştir.

Bu bağlamda Yargıtay, kadının evlenmeden önceki soyadının evlendikten sonra tek başına kullanmasına izin verilmemesinin Sözleşme’nin 8. maddesiyle bağlantılı olarak 14. maddesine aykırı olduğu sonucuna ulaşmış; kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra tek başına kullanabilmesi için haklı bir nedenin bulunmasına gerek olmadığını da ayrıca vurgulamıştır

(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E.2014/889, K.2015/2011, 30/9/2015).

Bununla birlikte anılan yargısal içtihatların kanun önünde eşitlik ilkesinin hayata geçirilmesi için tek başına yeterli olduğu söylenemez. Söz konusu ilkenin hukuk düzenine egemen olabilmesi için yasama ve yürütme organları ile idare makamlarının da belirli yükümlülükleri mevcuttur. Başka bir ifadeyle insan haklarına saygılı devlet ilkesinin bir gereği olarak kadın haklarıyla ilgili eşitlik ilkesi bağlamında tartışma ve uyuşmazlık yaşanmayan bir düzenin gerçekleştirilmesinde devletin tüm organları ve idare makamlarının görevi bulunmaktadır.

Söz konusu AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra tek başına kullanabilmesine sınırlı bir imkân tanımıştır. Zira kadın-erkek eşitliğine ilişkin yapılan anayasal değişiklikler ile yargısal içtihatlardaki tüm gelişmelere rağmen varlığı korunan ve idare makamlarınca uygulanmaya devam edilen kural nedeniyle kadının herhangi bir külfete katlanmak zorunda kalmaksızın evlenmeden önceki soyadını tek başına kullanabilmesi mümkün olmamıştır.

Nüfus kayıtlarındaki karışıklığın önlenmesi ve soy bağının sağlıklı bir şekilde tespit edilmesinde kamu yararı bulunmaktadır.

Bununla birlikte bireylerin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarının bulunması ve nüfus hizmetlerinin bilişim teknolojilerinden faydalanılmak suretiyle sunulduğu gözetildiğinde söz konusu kamu yararının sağlanmasının yegâne yolunun kadının evlendikten sonra kendi soyadını ancak eşinin soyadının önünde kullanması olduğu söylenemez. Bu nedenle nüfus kayıtlarının düzeninin sağlanması amacının kuralla öngörülen farklı muamelenin makul nedeni olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Bu itibarla evlenmeden önceki soyadının evlendikten sonra da tek başına kullanılması bağlamında kadın ve erkek arasında kuralla öngörülen farklı muamelenin nesnel ve makul bir temele dayanmaması sebebiyle eşitlik ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenle kural Anayasa’nın 10. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.

4721 sayılı Kanun’un 187. maddesinin birinci ve ikinci cümlelerinin iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek nitelikte görüldüğünden Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince anılan cümlelerin iptallerine ilişkin hükümlerin kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür…

***

Avukatlık, arabuluculuk veya hukuki danışmanlık hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için; buraya tıklayarak iletişim formunu doldurabilir ya da mbusrakucuk@hotmail.com adresine e-mail atabilirsiniz. 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: 

EŞİ ÖLEN KADIN KENDİ BEKARLIK SOYADINI KULLANABİLİR Mİ ? Buraya tıklayın.

VELAYET HAKKI KENDİSİNDE OLAN TARAF ÇOCUĞUNUN ADINI TEK BAŞINA DEĞİŞTİREBİLİR Mİ ? Buraya tıklayın.

HUKUKİ UYARI: www.mesudebusrakucuk.av.tr resmi kaynak değildir. Paylaşılan tüm veriler bilgi amaçlı olup, olası yanlışlıklardan kaynaklı sorumluluk kabul edilmez. Kullanıcılar sunulan bilgileri ve emsal Yüksek Mahkeme kararlarını resmi kaynaklardan teyit etmelidir.

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir