ihtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu ilam, ayrı ayrı icra takibine konu edilir mi? ihtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu ilamın ayrı ayrı takibe konulması usul ekonomisine aykırı mıdır? ihtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu ilam, ayrı ayrı icra takibine konulmalıdır.

İHTİYARİ DAVA ARKADAŞLIĞININ SÖZ KONUSU OLDUĞU İLAM, AYRI AYRI İCRA TAKİBİNE KONU EDİLİR Mİ?

ihtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu ilam, ayrı ayrı icra takibine konu edilir mi? ihtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu ilamın ayrı ayrı takibe konulması usul ekonomisine aykırı mıdır? ihtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu ilam, ayrı ayrı icra takibine konulmalıdır.

YAZININ İÇERİĞİ: İhtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu ilam, ayrı ayrı icra takibine konu edilir mi? İhtiyari dava arkadaşlığında ilamın ayrı ayrı takibe konulması usul ekonomisine aykırı mıdır? İhtiyari dava arkadaşlığında icra takibi. İhtiyari takip arkadaşlığı. Emsal Yargıtay kararı.

İhtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olduğu ilamın ayrı ayrı takibe konulması usul ekonomisine aykırı mıdır?

Aynı ilamda aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davacılar hakkında ayrı ayrı hükmedilen alacak kalemlerinin her bir alacaklı yönünden borçluya karşı ayrı ayrı icra takibine konulması ile tüm alacaklılar yönünden tek bir takip talebinde bulunularak takip yapılması hâlinde hesaplanacak icra vekâlet farklı olmayacağından, fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi ve hakkın kötüye kullanılması durumundan söz edilemeyecektir.

Ayrıca ihtiyarî takip arkadaşlığında alacaklı sayısı kadar takip bulunduğundan, ilamda ihtiyarî dava arkadaşları için ayrı ayrı hükmedilen alacak kalemlerinin birlikte takibe konulması hâlinde haciz ve ödenen paraların paylaştırılmasında sorunlara yol açacağından, takibin daha az masrafla ve daha kısa sürede sonuçlandırılması mantığı ile hareket edilmesi karışıklığa sebep olur.

Bu sebeplerle İhtiyari dava arkadaşlığında ilam, ayrı ayrı icra takibine konulmalıdır. Konuya ilişkin ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına ise aşağıda yer verilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2019/319 Esas, 2022/924 Karar ve 15.6.2022 Tarihli Kararı

“…Borçlu İstemi:

Borçlu vekili şikâyet dilekçesinde; müvekkili aleyhine İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2015/19598 E. sayılı dosyasında başlatılan ilamlı takibe dayanak Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.11.2014 tarihli ve 2013/437 E., 2014/489 K. sayılı kararında her bir davacı yönünden hükmedilen manevi tazminat ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti için alacaklı vekili tarafından ayrı ayrı icra takibi yapılmak suretiyle müvekkili aleyhine altı adet icra takibi başlatıldığını, ilamının bir bütün olduğunu, bölünemeyeceğini ve tefrik edilemeyeceğini, her bir davacı yönünden ayrı ayrı dava açılmadığını, ilamının bölünerek ayrı ayrı icra takibine konu edilmesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Alacaklı Cevabı:

Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; takibe dayanak ilamın müvekkiline ilişkin kısmının avukatlık ücreti ve masraf alacağı ile birlikte bir bütün olarak icra takibine konulduğunu, müvekkili yönünden bu ilama dayalı olarak başkaca bir icra takibi yapılmadığını, asıl alacak, masraf ve vekâlet ücreti alacağının bölünerek ayrı ayrı icra takibine konu edilmediğini, dolayısı ile herhangi bir şekilde hakkın kötüye kullanılmasının söz konusu olmadığını, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan farklı alacaklıların kendi alacaklarını icra aşamasında da birlikte talep etmelerinin zorunlu olmadığını, takip konusu ilamda her bir alacaklı için ayrı ayrı alacağa ve vekâlet ücretine hükmedildiğini, karşı taraf vekâlet ücretinin dahi ayrı ayrı hüküm altına alındığını, her bir alacaklı için ayrı takip yapmalarının nedeninin davacıların hesaplarının birbirine karışmasının önlenmesi olduğunu belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

İstanbul 5. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 14.06.2016 tarihli ve 2015/950 E., 2016/633 K. sayılı kararı ile; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, Özel Dairenin 28.05.2015 tarihli ve 2015/9086 E., 2015/11928 K. sayılı içtihadında ihtiyarî dava arkadaşları için aynı ilamda hükmedilen ayrı ayrı tazminatların dahi ayrı ayrı takibe konu edilemeyeceğine hükmettiği ancak bunun açıkça hukuka aykırı olduğu, öncelikle içtihatta bahsedildiği gibi asıl alacak, vekâlet ücreti ve yargılama masraflarından oluşan ilamın bir bütün olduğu, birden fazla ihtiyarî dava arkadaşı hakkında birden çok hüküm kurularak ihtiyarî dava arkadaşları sayısınca hükmedilen asıl alacak, vekâlet ücreti ve yargılama masraflarının sadece her bir davalı açısından kendi içinde bir bütün olup, tüm ihtiyarî dava arkadaşları açısından topluca bir bütünlük teşkil etmediği, ihtiyarî dava arkadaşlarının, ayrı ayrı dava açmayıp, birlikte dava açmalarının aleyhlerine yorumlanamayacağı, ayrıca ihtiyarî dava arkadaşları lehlerine aynı ilamla kurulan hükümleri ayrı ayrı icraya koyamamaları Anayasal hak arama hürriyetini zedeleyici olacaktır.

Çünkü ayrı ayrı takibe koyulması durumunda tebligat sayısı artığından usulsüz tebligat riski azalacağı gibi, borçlunun itiraz süresi, itiraz edip etmeyeceğinin de değişebileceği, ayrıca kısmi ödeme yapılması hâlinde alacaklılar arasında bölüşülmesi durumunun oluşmayacağı gibi haczin diğer ihtiyarî dava arkadaşlarından önce kesinleşmesi ve hacizde öncelik hakkı elde etme imkânının da ortadan kaldırılacağı, bir diğer hususta dava için verilen vekâlet ve ücretin icra takibini kapsamamasıdır ki ihtiyarî dava arkadaşlarından biri icra takibi için başka bir avukata vekâlet vermesi veya icra vekâlet ücretini ödememesi nedeniyle ihtiyarî dava arkadaşlarından biri açısından takibe geçilememesi ve sonradan takibe geçilmesinde de bu içtihat nedeniyle hak kaybına uğranılacağı, bu nedenlerle ilamın bütün olduğu hususu ihtiyarî dava arkadaşları için geçerli olmayıp, ihtiyarî dava arkadaşları açısından aynı ilamla hükmedilen alacakların ayrı ayrı takibe konulabileceği gerekçesi ile şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesince 22.12.2016 tarihli ve 2016/21033 E., 2016/17362 K. sayılı kararı ile;

Aynı sebep ve aynı ilamdan kaynaklı alacakların aynı takip dosyası üzerinden tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın kendilerini aynı vekil ile temsil ettiren, ilam alacaklılarının, her birinin kendi payına düşen kısım için ayrı takip başlatması yukarıda Yasa ile düzenleme altına alınan usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu halde, Mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin reddi isabetsizdir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

İstanbul 5. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 16.03.2018 tarihli ve 2017/707 E., 2018/246 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçenin yanında icra hukukunda hakkın kötüye kullanılması kurallarının çok istisnai olarak uygulanması gerektiği, aynı alacaklının aynı ilamdan kaynaklanan alacaklarını birden fazla icra dosyasında takibe koyması, bu istisna kapsamına girebilecek nitelikte ise de, ihtiyarî dava arkadaşlığına da bu kuralın uygulanması ve ayrı ayrı takip yapılabilmesi için geçerli bir nedenin ispatının alacaklıya yüklenmesinin bu istisna kapsamına giremeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı:

Takibe dayanak ilamda ihtiyarî dava arkadaşlığı söz konusu olup, her bir davacı için ayrı ayrı alacak kalemlerine hükmedilmiştir. İhtiyarî dava arkadaşlığı hâllerinde zaman, emek ve masraftan tasarruf sağlayacağı, tahkikat ve yargılamayı kolaylaştıracağından mahkemece davaların birleştirilerek görülmesi HMK’nın 30. maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesinin gereğidir. Ancak İİK, HMK’ya göre özel kanun olup, HMK takip hukukunda İİK’da açıkça gönderme olduğunda ya da işin niteliğine uygun düştüğü ölçüde uygulanır. İhtiyarî takip arkadaşlığında alacaklı sayısı kadar takip bulunduğundan, ilamda ihtiyarî dava arkadaşları için ayrı ayrı hükmedilen alacak kalemlerinin birlikte takibe konulması hâlinde haciz ve ödenen paraların paylaştırılmasında sorunlara yol açacağından, takibin daha az masrafla ve daha kısa sürede sonuçlandıracağı düşünülemez. Bu nedenle ilamda her bir davacı için hükmedilen alacak kalemlerinin birleştirilerek takibe konu edilmesi icra usul ekonomisine aykırıdır.

Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2016 tarihli ve 2014/8-611 E., 2016/492 K. sayılı kararında da alacaklı vekili tarafından aynı ilama dayanılarak lehe hükmedilen asıl alacak ve vekâlet ücreti ile yargılama gideri alacağı olarak iki ayrı takip başlatılmasının, sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilerek hakkın kötüye kullanılması olduğu ve hukuk düzeni tarafından korunamayacağı, ilamın bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının ayrı ayrı takip başlatmasının dürüstlük kuralına uymayacağı benimsenmiş olup, aynı davacı hakkında hükmedilen alacak kalemlerinin bölünerek ayrı ayrı takibe konu edilmesi engellenmiştir. Somut olayda ise aynı ilamda birden çok ihtiyarî dava arkadaşı hakkında ayrı ayrı hükmedilen alacak kalemlerinin, her bir davacı yönünden borçluya karşı ayrı ayrı takibe konulması usul ekonomisine uygun olup, hesaplanacak icra vekâlet ücretinde bir farklılık olmayacağından belirtilen Hukuk Genel Kurulu kararı somut olay ile örtüşmemektedir. Hâl böyle olunca; mahkemenin direnme kararı açıklanan nedenlerle yerinde olup, onanması gerekmiştir….”


BU YAZILARIMIZ DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

HUKUKİ UYARI
www.mesudebusrakucuk.av.tr resmi kaynak değildir. Paylaşılan tüm veriler bilgi amaçlı olup, olası yanlışlıklardan kaynaklı sorumluluk kabul edilmez. Kullanıcılar sunulan bilgileri ve emsal Yüksek Mahkeme kararlarını resmi kaynaklardan teyit etmelidir.

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir