Cevap dilekçesi nedir? Cevap dilekçesi verme süresi nedir? Cevap dilekçesi nasıl yazılmalıdır? Cevap dilekçesi süresinde verilmezse ne olur? Süresinden sonra cevap dilekçesi sunulabilir mi? Cevap dilekçesi sunmayan davalı, delil sunabilir mi? Cevap dilekçesi sunmayan davalıya delillerini sunması için mahkemece süre verilebilir mi? Cevap dilekçesi sunmayan davalı, delil sunabilir mi? Cevap dilekçesi sunmayan taraf ıslah dilekçesi ile yeni vakıalar ileri sürebilir mi? Cevap dilekçesi vermeyen davalı hangi yollara başvurabilir? Cevap dilekçesi süresinde karşı dava açılması. Cevap dilekçesi örneği.

DAVAYA CEVAP DİLEKÇESİ VE CEVAP DİLEKÇESİ VERMEMENİN SONUÇLARI

Cevap dilekçesi nedir? Cevap dilekçesi verme süresi nedir? Cevap dilekçesi nasıl yazılmalıdır? Cevap dilekçesi süresinde verilmezse ne olur? Süresinden sonra cevap dilekçesi sunulabilir mi? Cevap dilekçesi sunmayan davalı, delil sunabilir mi? Cevap dilekçesi sunmayan davalıya delillerini sunması için mahkemece süre verilebilir mi? Cevap dilekçesi sunmayan davalı, delil sunabilir mi? Cevap dilekçesi sunmayan taraf ıslah dilekçesi ile yeni vakıalar ileri sürebilir mi? Cevap dilekçesi vermeyen davalı hangi yollara başvurabilir? Cevap dilekçesi süresinde karşı dava açılması. Cevap dilekçesi örneği.

YAZININ İÇERİĞİ: Cevap dilekçesi nedir, nasıl yazılır? Cevap dilekçesi verme süresi nedir? Süresinden sonra cevap dilekçesi sunulabilir mi? Cevap dilekçesini sunmayan davalı delil sunabilir mi, ıslah dilekçesi sunabilir mi? Cevap dilekçesini vermeyen davalı hangi yollara başvurabilir? Karşı dava açılması. İhtarnameye cevap. İstinafa cevap dilekçesi. Temyiz cevap dilekçesi. Cevaba cevap dilekçesi örneği.

1. Cevap dilekçesi nedir?

Davaya cevap dilekçesi HMK’nun md.126 ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre cevap dilekçesi davacının iddia ve taleplerine karşı bu iddia ve taleplerin haksız olduğuna, tamamen inkar edildiğine ilişkin ya da yeni vakıalar ileri sürmesine yarayan cevap verildiği dilekçedir. Davalı dilekçesini davanın açılmış olduğu mahkemeye verir. Cevap dilekçesine davacı sayısı kadar örnek eklenir.

2. Cevap dilekçesi verme süresi nedir?

Cevap dilekçesini verme süresi dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Dilekçe, havale edildiği tarihte verilmiş sayılır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir. (HMK m.127)

3. Cevap dilekçesi nasıl yazılmalıdır?

Cevap dilekçesi nasıl yazılır? HMK m.129’da yer aldığı üzere cevap dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:

  • Mahkemenin adı.
  • Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri; davalı yurt dışında ise açılan dava ile ilgili işlemlere esas olmak üzere yurt içinde göstereceği bir adres.
  • Davalının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
  • Varsa, tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
  • Davalının savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
  • Savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
  • Dayanılan hukuki sebepler.
  • Açık bir şekilde talep sonucu.
  • Davalının veya varsa kanuni temsilcisinin yahut vekilinin imzası.

Dilekçede gösterilen ve davalının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte harç ve vergiye tabi olmaksızın davacı sayısından bir fazla düzenlenmiş örneklerinin veya sadece örneklerinin dilekçeye eklenerek, mahkemeye verilmesi ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın dilekçede yer alması zorunludur.

NOT: Davaya ilk itirazlar (yetki itirazı, tahkim itirazı) sunulmak isteniyorsa şayet cevap dilekçesiyle birlikte muhakkak ilk itirazlar da sunulmalıdır. Çünkü cevap dilekçesinin verilmesinden sonra, cevap süresi dolmamış olsa bile ilk itirazlar ileri sürülemez.

4. Cevap dilekçesi süresinde verilmezse ne olur?

Süresi içinde cevap dilekçesinin verilmemesinin sonucu nedir?

  • Süresi içinde cevap dilekçesini vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır. (HMK m.128) Cevap dilekçesini vermeyen davalı, ancak inkâr çerçevesinde savunma yapabilir ve bu yönde ispat faaliyetinde bulunabilir. İnkâr çerçevesinde yapılan savunmalar, savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağına tâbi değildir.

“Davalı tarafça, HMK’nın 317/2. maddesindeki 2 haftalık yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmemiş olup, bu husus HMK’nın 128. maddesi uyarınca davalının dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılması sonucunu doğurmaktadır. Davalı tarafça, 1. oturumda ve süresinden sonra sunduğu beyan dilekçesinde, kendisinin ayrı kuyusu bulunduğu, kooperatif sulama suyundan yararlanmadığı ve bu hususun keşif ile belirlenebileceği savunulmuş olup, bu savunma inkâr kapsamında ileri sürülmesi mümkün olan ve davanın reddini amaçlayan bir savunma olup, mahkemece savunmanın genişletilmesi olarak kabulü hatalı olmuştur.” (Yargıtay 23. HD, T. 6.4.2016, E. 2016/961, K. 2016/2156)

“Davalı süresinde cevap dilekçesi vermekle davayı inkar etmiş sayılır. Davayı inkarın içerisinde borcun ödendiği iddiası da vardır. Bu sebeple, cevap vermemek suretiyle davayı inkar etmiş sayılan davalı sonradan savunmanın genişletilmesi yasağı ile karşılaşmaksızın dava konusu borcun ödendiğini ispat için makbuz ibraz edebilir.” (Yargıtay HGK, T. 12.2.1986, E. 1984/6-727, K. 1986/110)

  • Ancak cevap dilekçesini vermeyen davalı, sonradan ilk itiraz ileri süremez. Zira, ilk itirazlar cevap süresi içinde cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir (HMK m. 117/1). Çünkü bu süre, hak düşürücü bir süredir.
  • Cevap dilekçesini vermeyen davalı, daha sonra dava şartını ileri sürebilir. Çünkü dava şartları ise, ilk itirazlardan farklı olarak davanın her aşamasında davanın tarafları tarafından ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da kendiliğinden dikkate alınır. (HMK m. 115/1)  Zira dava şartlarının davanın her aşamasında ileri sürülebilmesi, kanundan dolayı gerçekleşen bir durum olup inkâr veya cevap dilekçesinin verilip verilmemesi ile ilgili değildir.
  • Dava dilekçesindeki iddialara cevap vermeyen davalının sonradan maddi hukuka ilişkin savunma sebepleri olan itiraz ve def’ileri ileri sürmesi, kural olarak inkâr savunması kapsamında olmayıp savunmanın genişletilmesi yasağına tâbidir.
  • Dava dilekçesindeki iddialara süresinde vermeyen taraf, ikinci cevap dilekçesi de veremez.

5. Süresinden sonra cevap dilekçesi sunulabilir mi?

Süre geçtikten sonra davaya cevap dilekçesi sunulabilir mi? Cevap süresi içinde dilekçe verilmediğinde davalının cevap verme hakkı düşmez; davalı cevap süresi geçtikten sonra davaya cevap verebilir. Bu sebeple hâkimin, cevap süresinden sonra verilen dilekçeyi süresinde olmadığı gerekçesiyle reddetmesi doğru değildir. Davalı, süresinden sonra verdiği davaya cevaplarını içerir dilekçesinde inkâr çerçevesindeki hususlara yer verebileceği gibi, inkâr dışında yeni vakıalar da öne sürebilir.

Tabi ki, bu son durumda yani süresi geçtikten sonra verilen cevap dilekçesinde davalını inkar dışında yeni vakıalar ileri sürmesi ancak davacının açık rızası ile mümkündür. Zira süresinde dava dilekçesine cevap vermeyen davalının yeni vakıalar ileri sürebilmesi savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı kapsamındadır. Bu durumda hâkim davacıya savunmanın genişletilmesine açık rızası olup olmadığını sormalıdır.

NOT: Dava dilekçesindeki iddialara karşı cevap vermeyerek davayı inkâr etmiş sayılan davalının katıldığı ön inceleme duruşmasına davacı, mazeretsiz olarak katılmazsa davalı, inkâr savunmasını davacının muvafakati aranmaksızın ve ıslaha gerek olmaksızın serbestçe değiştirip genişletebilecektir. (HMK m. 141/1).

6. Cevap dilekçesi sunmayan davalı, delil sunabilir mi?

Davaya cevap vermeyerek davayı inkâr etmiş sayılan davalı, süresinden sonra verdiği bir dilekçeyle veya ön inceleme duruşmasında sözlü beyanıyla inkâr çerçevesinde karşı delillerini bildirebilir. Bu sebeple, cevap dilekçesi vermeyerek davacının ileri sürdüğü vakıaları inkâr etmiş sayılan ve inkâr çerçevesinde savunma yapıp ispat faaliyetinde bulunabilecek olan davalının, ön incelemenin sonuna kadar inkâr çerçevesinde delil sunmak istemesi halinde, hâkimin buna izin vermesi gerekir. Davaya süresinde cevap vermeyen davalı, davacının kusurlarına yönelik olarak değil, kendisine kusur yüklenemeyeceğine dair delil bildirme hakkına sahiptir.

Ayrıca dilekçesini vermeyen ve ön inceleme duruşmasının sonuna kadar karşı delil sunmayan davalı, tahkikat aşamasında ancak HMK m.145 kapsamında delil ileri sürebilir. Bu durumda, davalının, delili sonradan ileri sürmesi, yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi davalının kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme, o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilecektir.

7. Cevap dilekçesi sunmayan davalıya delillerini sunması için mahkemece süre verilebilir mi?

Normalde davalı, belge delillerini dilekçesine ekleyerek mahkemeye vermeli; başka yerlerden getirtilecek delillerle ilgili olarak da bunların bulunabilmesini sağlayıcı gerekli açıklamayı yapmalıdır (HMK m.121, 129/2).

Ön inceleme aşamasında ise, tarafların dilekçelerinde gösterdikleri ancak mahkemeye sunmadıkları ya da başka yerden getirtilecek belgelerle ilgili olarak gerekli açıklamada bulunmadıkları durumlarda, bu eksikliği gidermeleri için mahkemece taraflara iki haftalık kesin süre verilir. Bu süreye rağmen eksiklikler giderilmezse o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmalarına karar verilecektir (HMK m. 140/5).

Tam burada önemle belirtmek gerekir ki, ön inceleme aşamasında taraflara verilecek kesin süre, tarafların dilekçelerinde gösterdiği ancak mahkemeye sunulmayan belge delillere ilişkindir. Dolayısıyla, dilekçede gösterilmeyen bir belge delilinin ön inceleme aşamasında bu kesin süreden faydalanılarak ileri sürülmesi söz konusu değildir. O halde cevaplanması gereken soru şudur: Mahkeme tarafından süresinde davaya cevap vermeyen davalıya, ön inceleme aşamasında delillere ilişkin süre verilebilir mi?

Bu konuda Yargıtay’ın görüşü şudur: Cevap dilekçesinde gösterilen ama sunulmayan belge delillerinin ön inceleme aşamasında sunulması için hâkimin süre vermesi mümkündür (HMK m. 140/5). Dilekçe vermeyen taraf için ise herhangi bir delil gösterilmesinden söz edilemeyeceği için HMK m.140/5 kapsamında hakim kendiliğinden bir süre vermez. Çünkü taraflarca getirilme ilkesi gereği, hâkim, davalının hiç dayanmadığı bir delili isteyemez. (Hakimin resen araştırma ilkesinin uygulandığı dava türlerinde ise durum farklıdır.) Ancak davalı delil göstermek isterse buna inkâr çerçevesinde hâkim tarafından izin verilmesi gerekir.

“Davalının, davaya cevap vermemiş olması, ön incelemede uyuşmazlık konularının belirlenmesinden sonra bu konulara ilişkin delil gösterme ve sunma hakkını ortadan kaldırmaz. Davaya süresinde cevap vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılır (HMK. md. 128). Durum böyle olmakla birlikle, süresinde davaya cevap vermeyen davalı, diğer tarafın kusurlu olduğuna yönelik bir vakıa ileri süremez ise de, kötüye kullanılmadıkça onun ileri sürdüğü vakıaları çürütmeye yönelik delil bildirebilir.” (Yargıtay 2. HD, T. 8.12.2015, E. 2015/6781, K. 2015/23545)

“Davalı’nın 14.11.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında yaptığı delil bildirme talebi mahkemece; davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre ön inceleme duruşması yapılıp tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar belirlenmeden, taraflardan delillerin ibrazı beklenemez. Mahkemece taraflara delil ibrazı imkanı tanınması ve göstermeleri halinde tanıklarının dinlenilmesi (HMK m. 241) ve gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan bu durum, davalının savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usûl hatasıdır. O halde mahkemece yapılacak iş, davalıya delillerini bildirmesi için süre verilmesi, gösterdiği takdirde de delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Davalının hukuki dinlenilme hakkının (HMK m. 27) ihlali suretiyle kurulan hüküm, usûl ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 2. HD, T. 15.1.2015, E. 2014/16139, K. 2015/498)

8. Cevap dilekçesi sunmayan davalı, ıslah dilekçesi ile yeni vakıalar ileri sürebilir mi?

Normalde taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Bu maddede kastedilen usul işlemi, cevap dilekçesi verilmesi işlemidir. Süresinde davaya cevap verilmemesi halinde ortada ıslah edilmesi mümkün bir usul işleminden söz edilemez. Yani cevap dilekçesi sunmayan taraf ıslah dilekçesi verebilir mi sorusunun cevabı olumsuzdur. Çünkü Yargıtay’a göre verilmeyen bir dilekçenin ıslahı olmaz.

“Hem Dairemiz hem de Hukuk Genel Kurulu’nca cevap dilekçesinin ıslahı yolu ile zamanaşımı savunmasında bulunulabileceği kabul edilmektedir. Ancak bu usulün işletilebilmesinin ön koşulu usulüne uygun verilmiş bir cevap dilekçesinin varlığıdır. Somut uyuşmazlıkta, davalının usulüne uygun şekilde verilmiş bir cevap dilekçesi bulunmamaktadır. Bu sebeple verilmeyen bir dilekçenin ıslahı da düşünülemeyeceğinden olmayan cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülen zamanaşımı savunmasına değer verilmesi hatalıdır. (Yargıtay 9. HD, T. 18.1.2016, E. 2014/28583, K. 2016/927)

“6100 Sayılı HMK. 176/1. maddesine göre taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Davalı yukarda açıklandığı üzere ne cevap dilekçesi vermiş ne de ön inceleme aşamasında sözlü olarak savunmada bulunmamış olup, ortada davalının ıslaha konu edebileceği bir usûl işlemi bulunmamaktadır. Ayrıca davacı, davalının yapmış olduğu zamanaşımı savunmasına muvafakatinin bulunmadığını bildirmiştir. Mahkemece davalının cevap dilekçesini ıslah yoluyla ileri sürdüğü zamanaşımı savunmasının reddi gerekirken, kabulü hatalı olup, bozma nedenidir.” (Yargıtay 7. HD, T. 10.12.2014, E. 2014/13455, K. 2014/22441)

“Islahın konusunu tarafların yaptıkları usul işlemleri oluşturduğundan taraflardan birinin ıslah yoluna başvurabilmesi için daha önce yapmış olduğu bir usul işleminin bulunması gerekir. 6100 Sayılı HMK’nın 176. maddesinde taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği açık bir şekilde ifade edilmiştir. Bu nedenle cevap dilekçesinin ıslahı için öncelikle yapılması gereken usul işlemi davaya cevap vermekten ibarettir. Cevap dilekçesinin hiç verilmemiş olması hâlinde ortada ıslah edilmesi mümkün bir usul işleminin varlığından söz edilemez. Aksi hâlde, suskun kalınarak hiç cevap verilmemiş olması hâlinin bir usul işlemi olarak kabulü gerekir. Bu çerçevede süresi geçtikten sonra yapılan ve karşı çıkılan savunmanın da hiç yapılmamış gibi olduğunu ve aynı hukuki sonucu doğuracağını belirtmek gerekir. Usul işleminin ıslahla düzeltilmesi öncelikle geçerli bir hukuki işlemin varlığını gerektirdiğinden, yapılmamış hükmünde kabul edilen bir usul işleminin ıslahla düzeltilmesi de düşünülemez.

Bilindiği üzere davalı, davaya cevap vermek zorunda değildir. Davanın cevapsız bırakılması ya da süresi içinde cevap dilekçesi verilmemesi hâlinde davalının, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılacağı hususu 6100 Sayılı HMK’nın 128. maddesinde düzenlenmiştir. Ancak, süresinde cevap dilekçesi vermemek suretiyle davanın inkârı, ileri sürülen vakıaların inkârı niteliğinde olup, bu inkârın zamanaşımı defini de kapsadığı söylenilemez. Ayrıca, davalının süresinden sonra verdiği cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı definde bulunabileceğini kabul etmek ıslah ile kaçırılmış olan sürenin geri getirilmesi, daha doğrusu ıslah ile davaya cevap verilmesi sonucunu doğuracaktır. Oysaki kanun ile belirlenen süreler kesin olup, ıslah kaçırılmış olan süreleri geri getiren bir müessese değildir. Hâl böyle olunca, kanuni süre içinde verilmeyen cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle zamanaşımı definin ileri sürülemeyeceği kabul edilmiştir. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 07.06.2017 tarihli ve 2017/17-1093 E., 2017/1090 K. sayılı kararında da aynı ilkelere yer verilmiştir.” (Yargıtay HGK, T. 06.02.2020, E. 2017/9-2782, K. 2020/87)

9. Cevap dilekçesi süresinde karşı dava açılması

HMK m.133’e göre karşı dava, cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılır. Süresinden sonra karşı dava açılması hâlinde, mahkeme davaların ayrılmasına karar verir. Asıl davanın herhangi bir sebeple sona ermesi, karşı davanın görülüp karara bağlanmasına engel oluşturmaz.

10. Cevap dilekçesi vermeyen davalı hangi yollara başvurabilir?

  • Davaya süresinde cevap vermeyerek davayı inkâr etmiş sayılan davalı, sadece inkâr çerçevesinde savunma yapabilir ve ispat faaliyetinde bulunabilir. Bu kapsamda, davayı inkâr etmiş sayılan davalı, süresinden sonra cevap dilekçesi vererek davacının ileri sürdüğü vakıaları çürütmek için karşı delil gösterebilir.
  • Davaya süresinde cevap vermeyerek davayı inkâr etmiş sayılan davalı, ön inceleme duruşmasında inkâr çerçevesinde delil göstermek için hakimden süre isteyebilir.
  • Cevap dilekçesini vermeyen ve ön inceleme duruşmasının sonuna kadar karşı delil sunmayan davalı, tahkikat aşamasında ancak HMK m.145 kapsamında yani yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi davalının kusurundan kaynaklanmıyorsa delil ileri sürebilir.
  • Cevap dilekçesini vermeyen davalı, daha sonra dava şartlarını ileri sürebilir. Dava şartları;  davada iki tarafın bulunması, taraf ehliyeti, dava ehliyeti, davaya vekalet ehliyeti ve geçerli vekaletname, davayı takip yetkisi, kesin hüküm bulunmaması ve hukuki yarar (menfaat) bulunmasıdır.
  • Cevap dilekçesini vermeyen davalı, sonrasında dava dosyasından anlaşılan itiraz sebeplerini ileri sürebilir. Zira, dava dosyasına girmiş itiraz sebeplerinin sonradan ileri sürülmesi savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamına girmez. Dava dosyasına giren itiraz sebepleri hâkim tarafından da kendiliğinden dikkate alınacaktır. Örneğin, mahsup itirazı.

Cevap dilekçesi örneği

Cevap dilekçesi örneği kişilerin arama motorlarında en çok arattığı konulardandır. Ancak cevap dilekçesinin içinde yer alması gereken vakıa analizi, talepler ve itirazlar davanın türüne ve dava dilekçesinin içeriğine göre değişmektedir. Dilekçe, aleyhte açılmış bir davanın kazanılması adına büyük önem taşır. Bu sebeple dilekçe yazdırmak istiyorum diyen kişiler arama motorlarında cevap dilekçesi örneği aramak yerine profesyonel bir avukattan dilekçe yazımı konusunda destek almalıdır.

Yukarıda anlatıldığı gibi cevap dilekçesinin kanundan kaynaklı içermesi gereken zorunlu unsurlar vardır. Bu unsurların eksik olması hakim tarafından dilekçenin kabul edilmemesi sonuçlarını doğuracaktır. Ayrıca usul hukukunda ileri sürülmesi gereken birtakım itirazlar ve defiler ancak cevap dilekçesiyle ileri sürülebilir. Dilekçede itirazlara ve defilere yer verilmemiş olması, davalının bu hakkını ve buna bağlı olarak daha nice haklarını kaybettiği anlamına gelecektir.

Özensiz ve yüzeysel yazılmış bir dilekçe sebebiyle detaylı delil gösterme hakkınızı da yitirebilir, böylece davada haklıyken haksız duruma dahi düşebilirsiniz. Bu sebeple cevap dilekçesi yazdırmak istiyorum diyenlerin Google üzerinden cevap dilekçesi örneği aramak yerine cevap dilekçesi yazılması konusunda muhakkak bir avukat yardımından yararlanması tavsiye edilir.

Dilekçe yazan avukat ile çalışmak muhakkak o avukata vekaletname vermek zorunda olduğunuz anlamına gelmez. Ücreti karşılığında avukatlar, istinafa cevap dilekçesi, temyiz cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, ihtarnameye cevap ya da herhangi bir dilekçe yazdırmak konusunda destek olabilirler. Profesyonel dilekçe yazdırmak hizmeti almak için bize ulaşabilirsiniz.


HIZLI İLETİŞİM


HUKUKİ UYARI: www.mesudebusrakucuk.av.tr resmi kaynak değildir. Paylaşılan tüm veriler bilgi amaçlı olup, olası yanlışlıklardan kaynaklı sorumluluk kabul edilmez. Kullanıcılar sunulan bilgileri ve emsal Yüksek Mahkeme kararlarını resmi kaynaklardan teyit etmelidir.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir