KİŞİSEL VERİLERİ ELE GEÇİRME, VERME VEYA YAYMA SUÇU ve YARGITAY KARARLARI
YAZININ İÇERİĞİ: Kişisel veri nedir? Hangi bilgiler kişisel veridir? Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu Türk Ceza Kanunu. Kişisel verileri verme veya ele geçirme suçu nasıl oluşur? TCK 136 cezası nedir? Kişisel verilerin çalınması, dağıtılması suçu uzlaşma kapsamında mıdır? TCK 136 uzlaşma kapsamında mı? TCK madde136 şikâyete bağlı mı? Kişisel verileri ele geçirme veya yayma suçu örnekleri ve Yargıtay kararları. Kişisel verileri ele geçirme suçu için avukat.
Türk Ceza Kanunu Madde 136
HANGİ BİLGİLER KİŞİSEL VERİ SAYILIR?
Kişisel veri “kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek bir kişiye ilişkin her türlü bilgi” şeklinde tanımlanır.
Hangi bilgiler kişisel veri olarak kabul edilir? Bu tanımlamaya göre hangi bilgilerin kişisel veri olarak kabul edileceğine örnek vermek gerekirse, kişinin adı, soyadı, telefon numarası, fotoğrafı, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, öğrenim durumu, mesleği, kullandığı araca ait plaka ve motor numarası bilgileri, ikamet bilgisi, telefon rehberi, sosyal paylaşım sitelerinde bulunan profil bilgileri, adli sicil kaydı, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantılar, reçete bilgileri, hasta dosyası, muayene bilgileri, kullandığı bilgisayarın IP adresi, kredi kartı bilgileri gibi vb. tüm bilgiler kişisel veri olarak kabul edilmektedir.
Önemle belirtmek gerekir ki, bilginin gizli, herkesçe bilinen, kolayca ulaşılması mümkün veya aleni olup olmamasının kişisel veri olması yönünden bir önemi yoktur. Bu kapsamda, sosyal medya hesabında herkese açık olarak paylaştığı fotoğrafının da kolayca ulaşılması mümkün dahi olsa kişisel veri olarak korunması gerekmektedir.
Ayrıca, KVKK’da kişisel veri sadece gerçek kişiler yönünden tanımlanıp koruma altına alınmıştır. Tüzel kişilere ait bilgiler bu anlamda kişisel veri sayılmazlar.
KİŞİSEL VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME SUÇU
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak vermek veya ele geçirme suçu da eski Türk Ceza Kanunu’nda yer almamakla birlikte yeni Türk Ceza Kanunu’nun “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlıklı bölümü altında madde 136 ve 137’de düzenlenmiştir.
TCK m. 136 ve m. 137 ile kişisel verilerin yetkisiz üçüncü kişilerin eline geçmesinin, başkaları tarafından öğrenilmesinin veya kaydedilmiş kişisel verilerin hukuka aykırı olarak elde edilmesinin engellenerek özel hayatın güvence altına alınması amaçlanmıştır.
TCK’nun “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” başlıklı 136. Maddesi;
“(1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek:17/10/2019-7188/17 md.) Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.”
TCK’nun “Nitelikli haller” başlıklı 137. Maddesi;
“(1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
KİŞİSEL VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME CEZASI
Yukarıda yer verdiğimiz kanun maddesinden de anlaşıldığı üzere halk arasında kişisel verilerin çalınması olarak da bilinen Kişisel verileri ele geçirme, başkasına verme veya yayma suçunun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.
Maddenin 2. Fıkrasında suçun konusunun CMK m.236/5-6 uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek cezanın bir kat artırılacağı hüküm altına alınmıştır. Şöyle ki;
CMK’nun “Mağdur ile şikâyetçinin dinlenmesi” başlıklı 236. maddesi;
“(5) (Ek:17/10/2019-7188/22 md.) Türk Ceza Kanunu’nun 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen suçlardan mağdur olan çocukların soruşturma evresindeki beyanları, bunlara yönelik hizmet veren merkezlerde Cumhuriyet savcısının nezaretinde uzmanlar aracılığıyla alınır. Mağdur çocuğun beyan ve görüntüleri kayda alınır. Kovuşturma evresinde ise ancak, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından mağdur çocuğun beyanının alınması veya başkaca bir işlem yapılmasında zorunluluk bulunması hâlinde bu işlem, mahkeme veya görevlendireceği naip hâkim tarafından bu merkezlerde uzmanlar aracılığıyla yerine getirilir. Mağdur çocuk yargı çevresi ve mülkî sınırlara bakılmaksızın en yakın merkeze götürülmek suretiyle bu fıkrada belirtilen işlemler yerine getirilir.
(6) (Ek:17/10/2019-7188/22 md.) Türk Ceza Kanunu’nun 102 nci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen suçlardan mağdur olanların soruşturma evresindeki beyanları bakımından da beşinci fıkra hükmü uygulanır. Ancak, beyan ve görüntülerin kayda alınmasında mağdurun rızası aranır.”
Ayrıca bu suçun Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak ya da Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında attırılacaktır. Bu kapsamda örneğin, genel idarenin bir parçası olmayan ancak kamusal faaliyet yürüten bir serbest avukat veya bilirkişi kamu görevlisi sayılmaktadır.
NOT: Görevin verdiği yetkinin kötüye kullanılıp kullanılmadığının tayininde idare hukuku mevzuatı ve o konudaki genel uygulamanın dikkate alınması gerekmektedir. Görevin verdiği yetkinin kötüye kullanılması, fail açısından aynı zamanda TCK m.257/1’deki görevi kötüye kullanma suçunu da oluşturduğunda failin sadece TCK m.257/1’in özel bir şekli olan TCK m.137/1-a’dan sorumlu tutulması gerektiği kabul edilmektedir.
Kişisel Verileri Ele Geçirme, Başkasına Verme veya Yayma suçundan dolayı verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir mi?
Adli para cezasına çevirme konusu ise açıklanan hükümde verilen cezanın süresi ile ilgilidir. 1 yıl ve daha az süreli hapis cezasına hükmedilmiş olan hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir. Ancak Kişisel Verileri Ele Geçirme, Başkasına Verme veya Yayma Suçu kapsamında yapılan yargılama sonunda ceza sorumluluğunu azaltan haller nedeniyle failin cezasında yapılacak indirimler neticesinde; sonuç cezanın 1 yıl hapis veya daha az olması olması durumunda kısa süreli hapis cezasının TCK m.50 uyarınca seçenek yaptırımlara çevrilmesine de karar verilebilecektir.
Kişisel Verileri Ele Geçirme, Başkasına Verme veya Yayma suçundan dolayı verilen ceza ertelenebilir mi?
Evet, yargılama neticesinde hükmedilen hapis cezası iki yıl ve altında bir cezaya karşılık geliyorsa TCK m. 51/1‟de belirtilen diğer şartların varlığı durumunda hapis cezasının ertelenmesine karar verilebilir.
Kişisel Verileri Ele Geçirme, Başkasına Verme veya Yayma suçundan dolayı HAGB kararı verilebilir mi?
Evet, yapılan yargılama neticesinde hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis ise mahkemece 5271 s. CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklamasının geri bırakılmasına karar verilebilir.
Ancak bilinmelidir ki, HAGB kararı Anayasa Mahkemesi’nin 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanan 01.06.2023 tarih ve 2022/120 E. 2023/107 K. sayılı kararı ile kaldırılmıştır. Bu karar 1 Ağustos 2024’te yürürlüğe girecektir. Yani 1 Ağustos 2024 tarihinden sonra işlenen şantaj suçlarında mahkeme artık fail hakkında HAGB kararı veremeyecektir. Detaylı bilgi için “Artık hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecek!” başlıklı yazımızı okumak için lütfen buraya tıklayın.
Kişisel verileri ele geçirme, başkasına verme veya yayma suçu davası hangi mahkemede görülür?
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 11 ve 12.maddelerine göre Halk arasında kişisel verilerin çalınması olarak da bilinen TCK 136 Kişisel Verileri Ele Geçirme, Başkasına Verme veya Yayma Suçu davası için Asliye Ceza Mahkemeleri görevlidir. Çünkü 5235 sayılı Kanun m.14’e göre, görevli mahkemenin belirlenmesinde suçun nitelikli halleri dikkate alınmamaktadır.
KİŞİSEL VERİLERİ ELE GEÇİRME, BAŞKASINA VERME VEYA YAYMA SUÇU NASIL OLUŞUR?
Kişisel verileri vermek:
Kişisel verinin fiziki olarak kaydedildiği herhangi bir cismin bir başkasına verilmesi ya da elektronik iletişim vasıtalarıyla başkasına ulaştırılmasıdır.
Kişisel verileri yaymak:
Kişisel verileri birden fazla kişiye ulaşmasını sağlamaktır. (Yayılan kişisel verilerin öncesinde hukuka uygun veya hukuka aykırı şekilde elde edilmesi arasında ise suçun oluşması bakımında fark bulunmamaktadır. Kişisel verinin hukuka aykırı şekilde elde edilip yayıldığı durumda “yayma” ve “ele geçirme” seçimlik hareketleri birlikte gerçekleştirildiğinden yine tek suç oluşmaktadır.)
Kişisel verileri ele geçirmek:
Bir kişisel veriyi, onun sahibi olan kişinin rızası dışında ele geçirmektedir. Suçun oluşması için, ele geçirilen kişisel verinin kaydedilmesi şartı bulunmamaktadır. Kişisel verilerin herhangi bir şekilde kayıt yapılmaksızın okunması veya görülmesi de kişisel verileri ele geçirmek kapsamındadır. Örneğin, bir kimsenin günlüğünü ondan izinsiz okumak.
Önemle belirtmek gerekir ki, TCK 136 daki bu suçun oluşması için failin bir menfaat elde etmesi gerekmemektedir. Hatta suçun seçimlilik hareketlerinden olan verme ve yayma eylemlerinde yayılan kişisel verilerin başkaları tarafından öğrenilip öğrenilmemesinin dahi bir önemi yoktur, suç failin hareketlerinin tamamlamasıyla oluşmuş olur. Ancak kişisel verilerin başkaları tarafından öğrenilip öğrenilmemesi TCK m.61 uyarınca temel cezanın belirlenmesine etki etmektedir.
Ayrıca bu suç ancak kasten işlenebilir. Failin başkasına verdiği, yaydığı veya ele geçirdiği bilginin kişisel veri niteliğinde olduğunu bilmesi de kast kapsamında yer almaktadır. Böylece failin başkasına verdiği, yaydığı veya ele geçirdiği bilginin kişisel veri olduğunu bilmemesi durumunda içinde bulunduğu hatanın TCK m.30/1 uyarınca kastını kaldıracağı kabul edilmektedir.
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun faili veya mağduru kimler olabilir?
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun faili: Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren “herkes” bu suçun faili olabilmektedir. Failin kamu görevlisi veya belli bir meslek ve sanat sahibi olması TCK m.137’de cezayı artıran hallerdendir.
Tüzel kişilerin ise bu suçun faili olması ve haklarında ceza yaptırımı uygulanması mümkün değildir. Suçun bir tüzel kişinin faaliyeti kapsamında veya tüzel kişi yararına işlenmesi halinde ise sorumlu tüzel kişi hakkında ancak TCK m.60’ta belirtilen güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun mağduru: Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun mağduru; kişisel verileri hukuka aykırı olarak verilen, yayılan veya ele geçirilen gerçek kişilerdir. Tüzel kişiler ise bu suçun mağduru olamazlar ancak suçtan zarar gören olarak kabul edilebilirler.
TCK m. 136 ŞİKÂYETE BAĞLI MIDIR?
Halk arasında kişisel verilerin çalınması olarak da bilinen Kişisel Verileri Ele Geçirme, Başkasına Verme veya Yayma suçu, takibi şikâyete bağlı olmayan bir suçtur. O halde TCK 136 şikâyet süresi nedir sorusunun cevabı; TCK 136 suçu açısından herhangi bir şikâyet süresi yoktur. Ancak, suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
TCK m.136 UZLAŞMA KAPSAMINDA MIDIR?
TCK 136 uzlaşma kapsamında mıdır? TCK 136 uzlaşma kapsamında mıdır sorunun cevabına gelirsek, bilindiği gibi bir suçun uzlaşma kapsamında olabilmesi için ya şikâyete bağlı olması ya etkin pişmanlık hükümleri kapsamına girmesi ya da uzlaşma kapsamına giren suçlar listesinde yer alması gerekmektedir. Uzlaşma kapsamındaki suçların listesini görmek için lütfen buraya tıklayın.
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu ise, takibi şikâyete bağlı olmayıp resen soruşturulabilen suçlardandır. Yine kanunda belirtilen katalog suçlar kapsamında da yer almamaktadır. O halde halk arasında kişisel verilerin çalınması olarak da bilinen Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu uzlaşma kapsamında değildir.
KİŞİSEL VERİLERİ ELE GEÇİRİLEN VEYA YAYILAN KİŞİ NE YAPILMALI?
Kişisel verilerin çalındığını nasıl anlarız, kişisel bilgilerimin çalındığını nasıl anlarım, kişisel bilgilerimim 3. kişilerle paylaşılması şikayet ve tazminat, TCK 136 şikayete tabi mi, TCK 136 uzlaşmaya tabi mi, kişisel verilerin çalınması suç duyurusu dilekçesi örneği gibi sorularınız için bir kişisel verileri ele geçirme suçu ile ilgilenen bir avukat ile irtibata geçmeniz tavsiye edilir. Kişisel veri konusu uzmanlık gerekten bir alandır. O nedenle kişisel verinin ne olduğu, nasıl işlendiği veya kişisel verileri ele geçirme ve yayma suçunun unsurları bakımından yetkin bir kişisel veri kanununu avukatı hukuki yardımından yararlanmak da fayda vardır.
Kişisel verilerin ele geçirilmesi, yayma veya başkasına verme suçu niteliği itibariyle hapis cezası olan bir suçtur ve verilen cezaların yüksek olmaktadır. Bu sebeple muhakkak bir ceza avukatı yardımı ile kendinizi savunmanız ya da bir ceza avukatına yazdırdığınız savunma dilekçesini mahkemeye sunmanız sizin yararınıza olur.
Çalışacağınız ceza davalarına bakan avukatın ofisinin nerede olduğunun bir önemi yoktur. Davanız Bakırköy, Çağlayan, Kartal, Büyükçekmece, Gaziosmanpaşa, Ankara yada İzmir adliyesinde görülmesi fark yaratmamaktadır. Burada önemli olan kriter çalışacağınız avukatın ceza hukuku ile ilgilenmesi ve halk arasındaki olan tabiriyle bir ceza avukatı olması önemlidir. Bu yüzden Google üzerinden arama yaparken ceza avukatı İstanbul ceza avukatı Bakırköy, ceza avukatı Çağlayan, ceza avukatı Kartal diye arama yapmanıza gerek yoktur.
KİŞİSEL VERİLERİ ELE GEÇİRME VEYA YAYMA SUÇU ÖRNEKLERİ VE YARGITAY KARARLARI
Failin, mağdurla olan arkadaşlığı sırasında birlikte çekildikleri fotoğrafları facebookta yayınlaması ve mağdurun bu fotoğrafların kaldırılmasını istemesine rağmen failin fotoğrafları kaldırmaması suçtur.
“..Sanığın ve katılanın bir süre arkadaş olduğu, daha sonra arkadaşlıklarının sona erdiği, sanığın katılan ile birlikteliği sırasında katılan ve sanığın yanyana çektirdikleri fotoğrafları kendi facebook sayfasına koyduğu, arkadaşlıkları sona erdikten sonra katılanın fotoğrafların kaldırılmasını sanıktan talep etmesine rağmen sanığın bahse konu fotoğrafları kaldırmadığı olayda; sanığın mağdura ait kişisel veri niteliğindeki fotoğrafları, mağdurun rızasına aykırı şekilde yayımlamaya devam etmesi biçiminde sübut bulan eyleminden dolayı TCK’nın 136/1. maddesindeki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği…” YARGITAY 12.CD, 13.9.2017 T., 2017/150 E. ve 2017/6231 K.
Eşinin gizlice görüştüğü kadınla konuşarak aile birliğini korumak isteyen kadının, hile ile eşine ait GSM hattının faturasına ulaşması aile birliğine yönelen saldırıyı önleme amacı taşıdığından, TCK madde 136’nın koşulları oluşmaz.
“…Eşinin sebepsizce eve gelmediği dönemde, eşinin görüştüğü kadını tespit edip, onunla konuşarak, aile birliğine yönelen haksız saldırıyı önlemek istediği, bu amaçla dayısı olan diğer sanıktan, katılanın abonesi olduğu telefon hattının geçmişe ait görüşme detay bilgilerini elde etmesi konusunda yardımcı olmasını istediği, daha önce istemini reddettiği yeğeninin ısrarından ve çaresizliğinden dolayı ona yardım etmeyi kabul eden sanığın kullanımındaki cep telefonundan, Avea İletişim Hizmetleri A.Ş. nin müşteri temsilcisini arayarak, kendisini katılan olarak tanıtıp, işlem güvenliği için gerekli olan sorulara doğru cevaplar verdikten sonra, katılana ait GSM hattının faturasına ilişkin kullanım detaylarının, sanık tarafından bildirilen elektronik posta hesabına gönderildiği olayda; katılana ait kişisel veri niteliğindeki belge örneklerini, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştıkları ve/veya çoğaltarak dağıttıklarına ilişkin haklarında bir iddia ileri sürülmeyen sanıkların, aile birliğine yönelen saldırıyı önleme ve aile içi geçimsizliğin kaynağının katılanın güven sarsıcı olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde; hukuka aykırı hareket ettikleri bilinciyle davranmadıkları ve eylemlerinin hukuka aykırı fiil niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından, sanıklar hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı beraat kararı verilmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir…” YARGITAY 12.CD, 3.7.2019 T., 2018/8313 E., 2019/8077 K.
Herkese açık bir facebook grubunda yayınlanan fotoğraf, özel hayata ilişkin görüntüler değil, kişisel veri olarak nitelendirilir.
“…Facebook adlı sosyal paylaşım sitesindeki herkese açık grupta, katılanın rızası dahilinde daha önce paylaşılan katılana ait fotoğrafların, katılanın başkaları tarafından görülmesini ve bilinmesini istemeyeceği özel hayatına ilişkin görüntüler olarak nitelendirilemeyeceğinin kabulü ve sanığın savunmasına üstünlük tanınması halinde, katılanın özel yaşam alanına ilişkin olmayan kişisel veri niteliğindeki fotoğraflarını, rızasına aykırı şekilde ele geçirip, tanık Rahman’ın görgüsüne sunan sanık hakkında, TCK’nın 136/1. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen CMK’nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilerek, sanığın eyleminin verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekirken yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmaksızın, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan yazılı şekilde beraat kararı verilmesi…” YARGITAY 12.CD, 14.9.2022 T., 2020/11958 E. ve 2022/5680 K.
Gelinlik ve damatlık ile çekilen fotoğraflar, özel hayata ilişkin görüntüler değil, kişisel veri olarak nitelendirilir.
“…Mağdurun kendi üzerinde damatlık ve eşinin üzerinde gelinlik olup, eşiyle yan yana ve poz vermiş şekilde çektirdiği düğün fotoğrafları, mağdurun başkaları tarafından görülmesini ve bilinmesini istemeyeceği özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte görüntüler olarak kabul edilemeyeceğinden, mağdura ait kişisel veri niteliğindeki fotoğrafları, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmamasından dolayı hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle başkalarının görgüsüne sunan sanığa, iddianamede eyleminin tarif edildiği de nazara alınıp, CMK’nın 226. maddesi uyarınca TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasının uygulanması ihtimaline binaen ek savunma hakkı tanındıktan sonra, sanık hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, eylemin yalnızca özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirildiği yetersiz gerekçelerle sanık hakkında beraat hükmü kurulması…” YARGITAY 12.CD, 16.12.2020 T., 2019/10411 E. ve 2020/7153 K.
Mağdurun kendi facebook hesabındaki fotoğraflarının başkası tarafından başka bir facebook hesabında yayınlaması, tak 136 kapsamında suçtur.
“…Sanığın, bir dönem internet üzerinden tanışıp arkadaş olduğu katılanın daha önce kendi facebook hesabında paylaştığı resimleri, katılan ile tartışmaları sebebiyle katılan adına açtığı sahte facebook hesabından katılanın rızası dışında yayınladığı iddia edilen olayda, katılanın gündelik kıyafetler ile kamuya açık alanda çekilmiş ve kişisel veri niteliğindeki resimlerini daha önce kendi facebook hesabında yayımlamasının bu resimlerin kişisel veri olma özelliğini değiştirmeyeceği gibi üçüncü kişilere katılanın rızası dışında yayınlama hakkı da tanımayacağı gözetilmeden sanık hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken …” YARGITAY 12. CD, 14.02.2018 T., 2017/2960 E., ve 2018/1541 K.
Kişisel verilerin fiziki ya da dijital bir ortama kaydedilmeden sadece hafızada tutularak elde bulundurulması, kişisel verileri kaydetme değil özel gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.
“…Kişisel verilerin, üzerinde yazılı olduğu belgenin bulunduğu yerden alınması ya da kaydedilmiş haliyle başka bir nesne üzerine taşınarak ( örneğin; yazının başka bir kağıt, defter vb. nesne üzerine geçirilmesi, taşınabilir belleğe veya CD’ye aktarılması gibi işlemlerle ) sabitlenmesi, böylece istenildiğinde tekrar kullanılabilmesi olanağını sağlayan her türlü faaliyet, kişisel verileri “ele geçirme” kapsamında değerlendirilebilir ise de, kişisel verilerin kaydedilmeden önce öğrenilmesi, hafızada tutulan kişisel verilerin başkalarına açıklanması, kişisel verilere salt duyu organları aracılığıyla vakıf olunması, ancak TCK’nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebilir…” YARGITAY 12. CD., 07.03.2018 T. Ve 2017/12083 E., 2018/2539 K.
Eşinin kendisiyle evli olduğunu göstermek amacıyla nüfus kayıt örneklerini çevresine evli olmadığını söyleyen eşinin çevresine göndermesi, aile birliğini koruma amacını taşıdığından TCK 136 kapsamında suç oluşturmaz.
“…Tarafların halen evli oldukları dönemde, katılanın etrafındaki ortak tanıdıklarına evli olmadığını söylediğini işiten ve katılanın kendisini bekar olarak tanıtıp katılanla onun işyeri arkadaşı olan tanık … arasında duygusal birliktelik başladığını öğrenen sanığın, katılanla halen evli olduklarını göstermek amacıyla, Nüfus Müdürlüğünden temin ettiği, eşi ve müşterek çocuklarının da nüfus bilgilerini içeren kendisine ait nüfus kayıt örneğini, katılanın işyeri arkadaşları olan tanıklar … ve …’ya, facebook adlı sosyal paylaşım sitesindeki hesapları üzerinden mesaj olarak gönderdiği olayda, eşinin sergilediği davranışlardan dolayı onuru zedelenen ve katılanla beraber olma düşüncesini taşıyan kadınlar tarafından katılanın bekar olmayıp halen kendisi ile evli olduğunun öğrenilmesini isteyen sanığın, aile birliğini koruma amacını taşıyan eylemlerinde hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, sanığın üzerine atılı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı beraatine dair yerel mahkemenin kararında bir isabetsizlik görülmemiştir…” YARGITAY 12. CD., 23.11.2016 T. ve 2015/10438 E., 2016/12933 K.
Eşinin güven sarsıcı davranışlarını ispatlama amacı ile kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, boşanma davasına sunmak, kişisel verilerin ele geçirilmesi ve yayılması suçunu oluşturmaz.
“…Sanığın, kendisine ve aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın ablasının yani eşinin güven sarsıcı ve olumsuz davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmaması nedeniyle sanık hakkında CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken…” YARGITAY 12. CD., 14.04.2021 T. ve 2020/974 E., 2021/3641 K.
Herkese açık facebook profilinden elde edilen fotoğrafların, ilgilinin ismi ve soyismi kullanılmadan başka bir facebook hesabında yayınlanması suç değildir.
“… Bahse konu fotoğrafın, katılanın herkese açık profilinden elde edildiği, bu fotoğraflara kolaylıkla ulaşılabildiği, fotoğrafın özel hayata ilişkin olduğuna dair bir iddiada da bulunulmadığı dikkate alındığında, özel hayata ilişkin olmayan, herkese açık facebook profilinden kolaylıkla elde edilen fotoğrafların, ilgilinin isim ve soyismi kullanılmadan, sadece başka bir facebook profilinde yayınlanması eyleminin suç olarak kabul edilemeyeceği, bu eylemlerin yalnızca özel hukuk yaptırımlarına konu olabileceği göz önüne alındığında mahkemece sanık hakkında beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup…” YARGITAY 12. CD., 30.03.2016 T. ve 2015/4349 E., 2016/5349 K.
ATM cihazına yerleştirilen düzenekler ile cihazda işlem yapan kişilere ait kartların manyetik şerit bilgilerini ve şifrelerini depolamak, kişisel verileri ele geçirme suçunu oluşturur.
“…ATM cihazına yerleştirdiği kart kopyalama ve kamera düzenekleri ile cihazda işlem yapan kişilere ait kartların manyetik şerit bilgilerini ve şifrelerini hukuka aykırı olarak ele geçirmekten ibaret eyleminin, zincirleme şekilde TCK’nın 136/1. maddesindeki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğuna ilişkin yerel mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir…” YARGITAY 12. CD., 26.04.2017 T. ve 2015/13192 E. 2017/3451K.
Kişinin özel hayatına dair görüntüsü ya da sesi, yasal anlamda TCK’nun 136/1. maddesi kapsamında kişisel veri değildir.
“…Bir özel hayat görüntüsü ya da sesinin, “kişisel veri” olduğunda kuşku bulunmamakta ise de, kişinin özel hayatına dair görüntüsü ya da sesinin, bilgisi dışında, resim çekme veya kaydetme özelliğine sahip aletle belli bir elektronik, dijital, manyetik yere sabitlenmesi TCK’nin 134/1. Maddesinin 2. Cümlesinde; rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, aleniyet kazandırılması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması TCK’nin 134/2. Maddesinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında düzenlendiğinden, kişinin özel hayatına dair görüntüsü ya da sesi, yasal anlamda, TCK’nin 136/1. Maddesi kapsamında kişisel veri olarak değerlendirilemez…” YARGITAY 12. CD., 09.11.2016 T. ve 2015/9893 E., 2016/12504 K.
Hastanede teknik servis elemanı olan sanığının, aynı yerde hemşire olarak çalışan mağdurun sağlık kayıtlarına ulaşarak intihar ettiğine ilişkin sağlık kayıtlarını birtakım hastane çalışanlarına anlatması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.
“… Elektronik mühendisi olan sanığın, teknik servis elemanı olarak çalıştığı sırada, T.. Ö.. Tıp Merkezi psikiyatri anabilim dalında tedavi gören mağdure hemşirenin, C.. adlı bilgi sisteminde bulunan muayene bilgilerini okuyup, hastane çalışanlarına, mağdurenin intihar girişiminde bulunduğunu anlattığı olayda, dairemizin değişen görüşüne göre; Mağdurenin kişisel verilerini, kaydedilmiş haliyle ele geçirip, bu haliyle başkalarına verdiğine veya yaydığına dair hakkında bir delil bulunmayan sanığın, mağdurenin özel yaşam alanındaki sağlık bilgilerini okuyup, içeriğini öğrendiği mağdureye ait kişisel verileri başkalarına açıklaması eyleminin, TCK’nın 134/1-1. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanık hakkında, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup… ” YARGITAY 12. CD., 27.10.2014 T. ve 2014/3107 E., 2014/20959 K.
Failin, twitter hesabından mağdurun adı, soyadı, yerleşim bilgilerini içeren savcılık şikayet dilekçesini paylaşması, kişisel verileri hukuka aykırı şekilde yayma suçunu oluşturur.
“…Sanığın, twitter hesabından; “Medya siteleri alın size haber. … adlında ….’miş. …. takma soy ismiymiş.” ibareleri ile birlikte 14.02.2014 tarihli şikayet dilekçesinin ilk sayfasının görüntüsünü paylaşması ve katılanın 04.04.2014 tarihli şikayeti üzerine başlatılan adli soruşturma sonunda, sanığın, 14.02.2014 tarihli şikayet dilekçesinde yer alan katılana ait yerleşim bilgilerini yayımladığı olayda; kamu yararı bulunmadığı ve hiç gerekmediği halde, katılanın adı, soyadı, yerleşim yeri gibi kişisel verilerini tüm ayrıntılarıyla başkalarının görgüsüne sunan sanığın, üzerine atılı genel kastla işlenen TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle sanık hakkında CMK’nın 223/2-c madde, fıkra ve bendi gereğince beraat hükmü kurulması…” YARGITAY 12. CD. 10.04.2019 T. ve 2018/8139 E. 2019/4827 K.
Herkese açık facebook profilinden kolaylıkla elde edilen ve özel hayata ilişkin olmayan fotoğrafların, ilgilinin isim ve soyismi kullanılmadan, sadece başka bir facebook hesabında yayınlanması suç değildir.
“…Sanığın, “birol güven” isimli sahte facebook profili oluşturarak ilgi duyduğu katılana arkadaşlık isteği göndererek bir süre yazıştıkları, katılanın, sanık tarafından kullanılan profilin sahte hesap olduğunu anladıktan sonra, sanığın kullandığı sahte profili arkadaşlık listesinden çıkardığı, sonrasında sanığın kullandığı sahte profile, katılanın facebook hesabından elde ettiği resimleri koyarak, kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu işlediği iddiasına konu olayda, Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir.
Herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler de, yasal anlamda “kişisel veri” olarak kabul edilmekte ise de, anılan maddenin uygulama alanının amaçlanandan fazla genişletilerek, uygulamada belirsizlik ve hemen her eylemin suç oluşturması gibi olumsuz sonuçların doğmaması için sanığın eylemiyle hukuka aykırı hareket ettiğini bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun da ayrıca tespit edilmesi gerekir.
Somut olayımız açısından, sanık tarafından oluşturulan sahte facebook profilinde, katılanın facebook profilinden elde edilen resimlerin yayınlanması eyleminin suç olarak kabul edilmesi halinde, eylemin kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu değil, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturabileceği, ancak; sanığın bahse konu fotoğrafın, katılanın herkese açık profilinden elde edildiği, bu fotoğraflara kolaylıkla ulaşılabildiği, fotoğrafın özel hayata ilişkin olduğuna dair bir iddiada da bulunulmadığı dikkate alındığında, özel hayata ilişkin olmayan, herkese açık facebook profilinden kolaylıkla elde edilen fotoğrafların, ilgilinin isim ve soyismi kullanılmadan, sadece başka bir facebook profilinde yayınlanması eyleminin suç olarak kabul edilemeyeceği, bu eylemlerin yalnızca özel hukuk yaptırımlarına konu olabileceği göz önüne alındığında mahkemece sanık hakkında beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup…” YARGITAY 12. CD., 30.3.2016 T. ve 2015/4349 E., 2016/5349 K.
Kişinin fotoğraflarının, özel hayata ilişkin olmasa da onun isim ve soyismi kullanılarak başka bir sosyal medya profilinde yayınlanması kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme suçudur.
“… sanığın olay tarihinde, nişanlısı ile arkadaş olan katılanın resmini ve telefon numarasını kullanarak, bir internet sitesinde profil oluşturup, katılanın tanımadığı kişiler tarafından aranılıp rahatsız edilmesine neden olduğu iddiasına konu olayla ilgili olarak, katılan mağdurenin yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı, adı soyadı ile birlikte, kendi hesabında yer alan resmini ve telefon numarasını herkesin paylaşımına sunup yayılmasına sebebiyet veren sanığın eyleminde, TCK’nın 136/1. maddesinde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun yasal unsurları itibariyle oluştuğu…” YARGITAY 12. CD., 03.03.2014 T. ve 2013/15501 E.,2014/5122 K.
Başkasına ait whatsapp profil resminin kaydedilmesi suç değildir.
“…Sanığın, katılanın WhatsApp programında kullandığı çocuğunun görüntüsünü taşıyan profil fotoğrafının WhatsApp programını kullanarak temin ettikten sonra telefonuna kaydettiği, daha sonra yanlışlıkla katılanın telefonuna bahse konu fotoğrafı gönderdiği olayda, Somut olayımız açısından, katılanın WhatsApp profil resmi olarak ayarlandığı anlaşılan oğlunun doğum gününde çekilen resmin, katılanın telefonunu kaydeden herkes tarafından ulaşılabileceği, aynı zamanda sanığın, bahse konu fotoğrafı katılanın birlikte olduğu teyzesinin kocası olan eniştesi ile sanığın teyzesi arasında görülen boşanma davasında, eniştesi ile katılan aralarında ilişki olduğunu ispatlama amacıyla kaydettiğini beyan ettiği anlaşılmakla mahkemece sanık hakkında beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup…” YARGITAY 12. CD., 04/11/2015 T. ve 2015/3247 E., 2015/16760 K.
Hastaneden ayrılan doktorun fotoğraflarının ısrarla hastanenin internet sitesinde yayımlanması, verileri hukuka aykırı yolla yayma suçunu oluşturur.
“…Sanıkların sahibi olduğu özel hastanede hastane müdürü ve başhekim olarak görev yapan, hastanenin aynı zamanda ortağı olan ortopedi doktoru katılan …’in, anılan hastaneden ve ortaklıktan ayrılmasına rağmen hastaneye ait internet sitesinde yer alan reklam filmlerinde, hastanenin başhekimi ve ortopedi uzmanı olduğuna dair açıklamalarla beraber rızası olmaksızın görüntülerinin yayımlanmaya devam ettiği iddia ve kabulüne konu olayda;
Katılan tarafından kaldırılması istenilmesine ve bu konuda daha önce şikayette bulunulmasına rağmen reklam filmlerini aynı şekilde yayımlamaya devam ederek, katılanın kişisel veri niteliğindeki görüntüsünü hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle başkalarının görgüsüne sunmaya devam eden sanıkların sübut bulan eylemlerinden dolayı TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, katılanın ortaklıktan ayrılmış olmasına rağmen hastanede başhekim ve ortopedi uzmanı olarak görev yaptığı izlenimi uyandıran reklam filmlerinin kişisel veri olarak kabul edilemeyeceğine ve sanıkların kastının bulunmadığına dair yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle sanıklar hakkında CMK’nın 223/2-a-c madde, fıkra ve bentleri gereğince beraat kararı verilmesi kanuna aykırı olup…” YARGITAY 12. CD., 10.07.2019 T. ve 2018/8144 E., 2019/8317 K.
Birine ait telefon numarasının, onun rızası olmaksızın başkasına verilmesi TCK 136 kapsamında suçtur.
“… sanık Turgut’un, ayrıldığı kız arkadaşı olan şikayetçinin, kendisinde kayıtlı olan kişisel veri niteliğindeki telefon numarasını, şikayetçinin rızası dışında diğer sanık Onur’a verdiği olayda; şikayetçinin telefon numarasını hukuka aykırı olarak yayan sanık Turgut ile telefon numarasını hukuka aykırı olarak ele geçiren sanık Onur’un eyleminin, TCK’nın 136/1. maddesine uyan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, ayrı ayrı mahkumiyetleri yerine, “telefon numarası vermek şeklinde gerçekleşen eylemin kişisel verilerin ele geçirilmesi ve yayılması olarak değerlendirilemeyeceği” biçimindeki isabetsiz gerekçeyle beraatlerine karar verilmesi, bozma nedenidir…” YARGITAY 12. CD., 07.07.2014 T. ve 2014/607 E., 2014/16665 K.
Yapılacak şikâyete delil olarak sunulması için başkasına ait bilgiler içeren bir belgeyi ilgilinin bilgi ve rızası olmaksızın alınması TCK 136 kapsamında suçtur.
“… Kendisi ve eşi de memur olan sanığın, yapacakları şikayete konu olmak üzere eşi ile aynı işyerinde ebe olarak çalışan katılanın doğum belgesini hastaneden alarak, il sağlık müdürlüğüne verdikleri şikayet dilekçesinin ekinde sunmaları şeklinde gerçekleşen somut olayda, katılana ait doğum belgesinin kişisel veri olması, memur olarak çalışan sanığın başkasına ait bilgileri içeren bir belgeyi velevki yapacağı şikayet başvurusuna konu olsa dahi almasının hukuka aykırı olacağını bilebilecek durumda bulunması, suça konu doğum belgesini şikayet dilekçesine eklemek suretiyle burada yer alan ve kişisel veri niteliğinde bulunan bilgilerin katılanın rızası dışında başkalarınca öğrenilmesine neden olunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemi TCK’nun 136. maddesinde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma suçunu oluşturmaktadır...”YARGITAY CGK., 10.06.2014 T. ve 2012/1514 E., 2014/312 K.
HIZLI İLETİŞİM
HUKUKİ UYARI: www.mesudebusrakucuk.av.tr resmi kaynak değildir. Paylaşılan tüm veriler bilgi amaçlı olup, olası yanlışlıklardan kaynaklı sorumluluk kabul edilmez. Kullanıcılar sunulan bilgileri ve emsal Yüksek Mahkeme kararlarını resmi kaynaklardan teyit etmelidir.