Cinsiyet değiştirmede üreme yeteneğinden yoksunluk şartı kalktı mı? Üreme yeteneğinden yoksunluk şartı ne zaman kalktı? Anayasa Mahkemesi cinsiyet değişikliğinde üreme yeteneğinden yosunluk şartını kaldırması kararı tam metni. Cinsiyet değiştirme ameliyatı için cinsiyet değiştirme davası avukatı önemi. Cinsiyet değişikliği izin davasında aranan üreme yeteneğinden yosunluk şartının Anayasa Mahkemesi kararı ile kaldırılmasından sonra verilen güncel Yargıtay Kararları.

Cinsiyet Değişikliğinde Üreme Yeteneğinden Yoksunluk Şartı

Cinsiyet değiştirmede üreme yeteneğinden yoksunluk şartı kalktı mı? Üreme yeteneğinden yoksunluk şartı ne zaman kalktı? Anayasa Mahkemesi cinsiyet değişikliğinde üreme yeteneğinden yosunluk şartını kaldırması kararı tam metni. Cinsiyet değiştirme ameliyatı için cinsiyet değiştirme davası avukatı önemi. Cinsiyet değişikliği izin davasında aranan üreme yeteneğinden yosunluk şartının Anayasa Mahkemesi kararı ile kaldırılmasından sonra verilen güncel Yargıtay Kararları.

YAZININ İÇERİĞİ: Cinsiyet değiştirmede üreme yeteneğinden yoksunluk şartı kalktı mı? Üreme yeteneğinden yoksunluk şartı ne zaman kalktı? Anayasa Mahkemesi cinsiyet değişikliğinde üreme yeteneğinden yosunluk şartını kaldırması kararı tam metni. Cinsiyet değiştirme ameliyatı için cinsiyet değiştirme davası avukatı önemi. Cinsiyet değişikliği izin davasında aranan üreme yeteneğinden yosunluk şartının Anayasa Mahkemesi kararı ile kaldırılmasından sonra verilen güncel Yargıtay Kararları.

Cinsiyet Değiştirme İzin Davasında Üreme Yeteneğinden Yoksunluk Şartı

2018 yılı öncesi TMK madde 40 birinci fıkra, “cinsiyet değiştirmek istiyorum” diyen kimselerin 18 yaşından büyük olmaları, evli olmamaları, transeksüel yapıda olmaları, üreme yeteneğinden sürekli olarak yoksun bulunmaları ve bu durumu  bir eğitim araştırma hastanesinden alınacak resmi bir sağlık kurulu raporuyla belgelemiş olmaları şartlarını aramaktaydı.

Ülkemiz hukuku kapsamında “cinsiyet değiştirmek istiyorum” diyen trans bireylere en çok sorun çıkaran şart şüphesiz ki, Üreme Yeteneğinden Yoksun Olma ve bunun bir eğitim araştırma hastanesinden alınacak resmi bir sağlık kurulu raporuyla belgelenmiş olması şartı idi. (Örn: Yargıtay 18. HD 2014/18452 E. 2015/7159 K. 30.04.2015 T.)

Hatta 2015 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, üreme yeteneğinden yoksunluk şartı sebebiyle bir türlü cinsiyet değişikliği için mahkeme izni alamayan bir trans bireyin başvurusu hakkında başvurucunun böyle bir operasyon imkanından yıllarca mahrum edilmesinden dolayı, devletin başvurucunun özel hayatına saygı hakkını yani sözleşmenin 8. maddesini ihlal ettiği ” gerekçesiyle Türkiye’yi 7.500 Euro tazminata hükmetmiştir.

Cinsiyet Değiştirme Davasında Aranan Üreme Yeteneğinden Yoksunluk Şartı Kalktı Mı?

AİHS’in Türkiye’yi mahkum ettiği bu kararına rağmen yerel mahkemelerde hala söz konusu şartın arandığı yargılama biçimlerine son vermek amacıyla Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, TMK madde 40/1’in ikinci cümlesinde yer alan “…ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu…” şeklindeki ibarenin iptaline karar verilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.

Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bahsettiğimiz gerekçelerle yaptığı başvurusu ise 29.11.2017 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından kabul görmüş ve Cinsiyet değiştirme davasında aranan üreme yeteneğinden yoksunluk şartı Anayasa Mahkemesi tarafından kaldırılmıştır.

Böylelikle cinsiyet değiştirme izin davası açabilmenin bir koşulu olarak üreme yeteneğinden yoksunluk şartı artık aranmıyor olsa da, hukuki olarak cinsiyet değişikliği sürecinin tüm aşamalarıyla tamamlanmış olabilmesi için yine de üreme yeteneğinden yoksunluk şartı aranmaktadır.

Bu halde, cinsiyet değiştirme sürecinin ilk iki aşamasını geçen yani mahkemeden izin alarak cinsiyet değiştirme ameliyatı olan kişi, akabinde nüfus kaydındaki cinsiyet hanesinin düzeltilmesi için mahkemeye başvurduğunda, cinsiyet değiştirme ameliyatı olduğu hastaneden alacağı ve amaca uygun bir ameliyat geçirerek böylece üreme yeteneğinden de yoksun kaldığını belirtir bir sağlık raporunu bu mahkemeye sunması gereklidir.

Cinsiyet Değişikliği İzin Davasında Aranan Üreme Yeteneğinden Yoksunluk Şartı Neden Kalktı?

Çünkü her transeksüel yapıdaki birey, doğuştan üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun değildir. Bu durum, geçmişte çocuğu olan ama sonra ki zamanda özgürce transeksüel olduğunu açıklayan bireyin Cinsiyet Değiştirme İzin Davası açmasına ve sonrasında Cinsiyet Değiştirme Ameliyatı olmasına engel olabilecek şekilde tehlikeli yorumlara ve uygulamalara sebep oluyordu.

Cinsiyet değiştirmek isteyen bir transeksüel bireyin doğuştan olmasa da muhakkak sonradan tıbbi bir müdahale yardımıyla üreme yeteneğinden yoksun kalarak ancak bu haliyle Cinsiyet Değiştirme İzin Davası açabileceği zorunluluğu da ölçülülük ilkesinden uzak ve yararsız bir uygulamaydı.

Zira üreme yeteneği bulunan transseksüel kişi, tıbbi yöntemlere uygun şekilde cinsiyet değiştirme ameliyatı olduğunda bu ameliyatın doğal sonucu olarak zaten üreme yeteneğinden de sürekli biçimde yoksun kalacaktır.

Ayrıca Cinsiyet Değiştirmenin; Cinsiyet Değişikliğine İzin, Cinsiyet Değişikliği Ameliyatı ve Cinsiyet Değişikliğinin Nüfus Kayıtlarına İşletilmesi olmak üzere 3 aşamalı bir süreç olduğunu dikkate aldığımızda, üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun kalmış yani kısırlaştırılmış ve akabinde mahkemeden Cinsiyet Değişikliğine ilişkin İzin kararı almış bir kişinin sonradan maddi ya da  herhangi bir sebepten dolayı Cinsiyet Değişikliği Ameliyatı olamaması gibi durumlar da göz önünde bulundurulduğunda bu şartın, haksız, ağır ve ölçüsüz olduğu anlaşılacaktır.

Anayasa Mahkemesi’nin Cinsiyet Değişikliği Davasında Aranan Üreme Yeteneğinden Yosunluk Şartını Kaldırması Kararı

20/03/2018 tarihli ve 30366 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi  29/11/2017 tarihli ve E.: 2017/130, K.: 2017/165 sayılı Kararı:

… Transseksüel yapıda olan kişiler, sahip oldukları biyolojik cinsiyetten farklı olarak kendilerini karşı cinsten hissetmekte olup bu kişiler doğuştan üreme yeteneğinden yoksun olabilecekleri gibi üreme yeteneğine sahip de olabilirler. Doğumdan itibaren üreme yeteneği bulunmayan veya sonradan üreme yeteneğini sürekli biçimde kaybeden transseksüel kişilerin Kanun’un 40. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen diğer koşulları da taşımaları hâlinde mahkemeden cinsiyet değişikliği izni almak suretiyle cinsiyetlerini değiştirmeleri mümkündür.

Üreme yeteneğine sahip transseksüel kişilerin cinsiyet değişikliğine mahkemece izin verilebilmesi ise diğer koşulların yanı sıra üreme yeteneğinden sürekli yoksun olmalarına bağlı olduğundan bu kişilerin cinsiyet değiştirebilmesi, bu amaçla kendilerine tıbbî bir müdahalede bulunulmasını zorunlu kılmaktadır.

Oysa Kanun’un 40. maddesinin ikinci fıkrasında, mahkemece verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbî yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verileceği öngörüldüğünden, üreme yeteneği bulunan transseksüel kişinin tıbbî yöntemlere uygun şekilde cinsiyet değiştirme ameliyatı olduğunda bu ameliyatın doğal sonucu olarak üreme yeteneğinden de sürekli biçimde yoksun kalacağı kuşkusuzdur.

Bu itibarla cinsiyet değiştirme ameliyatının bir sonucu olan üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun kalma hâli, itiraz konusu kuralla mahkemeden cinsiyet değişikliği izni alınabilmesi için ayrı bir koşul olarak öngörülmüş olmaktadır.

Cinsiyet değişikliği ameliyatı olacak kişinin bu ameliyat öncesinde üreme yeteneğinden yoksunluğunu sağlamak üzere ayrı bir tıbbî müdahaleye maruz bırakılması, bedensel ve ruhsal olarak ilgili yönünden katlanılması gerekli olmayan bir müdahale niteliği taşımakta olup kişinin maddî ve manevî varlığı ile özel hayatı yönünden getirilen bu sınırlama ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin varlığından söz edilemeyeceğinden, ölçüsüz bir sınırlama niteliği taşımaktadır.

Öte yandan tıbbî bir müdahale sonucu üreme yeteneğinden sürekli yoksun kalan bir kişinin herhangi bir nedenle cinsiyet değiştirme ameliyatı olamaması durumunda cinsiyetini değiştiremediği hâlde üreme yeteneğini kaybetmesi sonucuyla karşılaşacağı açıktır. Bu da cinsiyet değişikliği için ön şart olarak kabul edilen söz konusu tıbbi müdahalenin sonuçları bakımından son derece ağır, telafisi imkânsız durumlara yol açabileceğini göstermekte olup kural bu yönüyle de ölçülü değildir. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 13., 17. ve 20. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.”

29/11/2017 tarihli ve E.: 2017/130, K.: 2017/165 sayılı Anayasa Mahkemesi iptal kararı tam metnini “İndir” butonuna tıklayarak indirebilirsiniz.

Anayasa Mahkemesi’nin Cinsiyet Değişikliği Davasında Aranan Üreme Yeteneğinden Yosunluk Şartını Kaldırması Kararından Sonra Verilen Güncel Yargıtay Kararı

Anayasa Mahkemesi’nin bu iptal kararından sonra ise Yargıtay Hukuk Daireleri’de cinsiyet değiştirme davalarında aranan üreme yeteneğinde yoksunluk şartı konusunda içtihat değişikliğine gitmiştir. Yargıtay’ın 2018 yılı sonrası kayda geçmiş güncel kararlarında ise bu durum oldukça net görülmektedir.

Yerel mahkemelerce cinsiyet değiştirmek isteyen davacıların üreme yeteneğinden yoksunluk durumlarının artık araştırılmamasını ve hatta sadece üreme yeteneğinden yoksunluk şartı sebebiyle reddolan Cinsiyet Değişikliğine İzin Davalarının ise yeni durum incelenmek üzere tekrar görülmesi gerektiğini konu alan güncel Yargıtay Kararına ulaşmak için lütfen buraya tıklayın.

Cinsiyet Değiştirme Davalarında Avukatın Önemi

Yukarıda da görüldüğü üzere hukukta kanun değişikliği, Anayasa Mahkemesi kararları ile kanun maddesi iptali, güncel Yargıtay içtihatlarıyla yeni kriterler ve şartlar ortaya çıkabilmektedir. Bu durum yalnızca cinsiyet değişikliği davalarına özgü değil, tüm hukuk dalları için söz konusudur. Bu kapsamda bir dava süreci için o alanda çalışan prosefyonel avukatlık hizmeti almanın önemi büyüktür. Öncelikle belirtmek gerekir ki resmi olarak Cinsiyet Değiştirme Davası Avukatı diye bir ünvan yoktur. Ancak her avukatın da bu tarz davalarla ilgilendiğini söylemek yanlış olacaktır.

Cinsiyet değişikliği sürecine hakim olan avukatlar ise halk arasında cinsiyet değiştirme avukatı olarak anılırlar. Zira konu hakkında tecrübeli avukat örneğin halk arasında söylendiği şekliyle bir cinsiyet değiştirme davası avukatı cinsiyet değişikliğine ilişkin tüm hukuki güncel gelişmeleri takip ederek sürecin en sağlıklı şekilde sürdürülmesini sağlar. Ne yazık ki, cinsiyet değiştirmek isteyen vatandaşların Google üzerinden buldukları yüzeysel ve güncel olmayan örnek dilekçeler ya da avukat olmayan kişilerden aldıkları sözde hukuki danışmanlık sebebiyle mağdur olduklarına sıkça şahit olmaktayız.

Unutmamak gerekir ki, Cinsiyet Değiştirme, kişinin başına bu hayatta yalnızca bir kere gelebilecek bir olgudur ve geri dönüşü yoktur. Süreç; prosedürlerle dolu, çetrefilli ve uzun yolludur. En ufak bir yanlış bu süreci çıkmaza sürükleyebilir. Bu anlamda tavsiyemiz, cinsiyet değiştirme sürecinin, cinsiyet değiştirme davalarıyla özel olarak ilgilenen hukuk büroları ve avukatlarıyla yani konunun önemine, hassasiyetini haiz ve bu konuda asla ön yargılı olmayan bir cinsiyet değiştirme davası avukatı yardımıyla takibinin sağlanması yönündedir. 


HIZLI İLETİŞİM


BU YAZILARIMIZ DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

HUKUKİ UYARI
www.mesudebusrakucuk.av.tr resmi kaynak değildir. Paylaşılan tüm veriler bilgi amaçlı olup, olası yanlışlıklardan kaynaklı sorumluluk kabul edilmez. Kullanıcılar sunulan bilgileri ve emsal Yüksek Mahkeme kararlarını resmi kaynaklardan teyit etmelidir.

 

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir