İkinci üçüncü kez isim değişikliği yapılabilir mi? İsim değişikliği kaç kere yapılabilir? İki kere isim değiştirmek mümkün mü? Avukat. Tekrar eski soyadımı alabilir miyim? Birden fazla kez isim soyisim değiştirme davası açılabilir mi? İsim değiştirme davası kaç kere açılabilir?

İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI KAÇ KERE AÇILABİLİR?

İkinci üçüncü kez isim değişikliği yapılabilir mi? İsim değişikliği kaç kere yapılabilir? İki kere isim değiştirmek mümkün mü? Avukat. Tekrar eski soyadımı alabilir miyim? Birden fazla kez isim soyisim değiştirme davası açılabilir mi? İsim değiştirme davası kaç kere açılabilir?

YAZININ İÇERİĞİ: İkinci üçüncü kez isim değişikliği yapılabilir mi? İsim değişikliği kaç kere yapılabilir? Birden fazla kez isim değişikliği. İsmini değiştirmek isteyenler için merak edilen tüm soruları buraya tıklayarak ulaşabileceğiniz yazımızda yanıtladık. İki kere isim değiştirmek mümkün mü? Avukat. Tekrar eski soyadımı alabilir miyim? Birden fazla kez isim soyisim değiştirme davası açılabilir mi? İsim değiştirme davası kaç kere açılabilir?

İkinci kez isim değiştirme davası açılabilir mi?

2012 yılından önce Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 36’da yer alan “aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir” şeklindeki hükmüne dayanarak, daha önce isim değiştirme davası açarak isminde yahut soy isminde değişiklik yapanların tekrar bu konu hakkında mahkemeye başvuramayacakları bilinirdi. İkinci kez nüfus davası açılamayacağına ilişkin eski tarihli örnek Yargıtay Kararı aşağıdadır:

Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin nüfus kütüğündeki “Kadir” olan adının “Süleyman” olarak düzeltilmesini istemiştir. Dosya içindeki davacının nüfus kaydının incelenmesinden, davacının adı Kader iken Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 9/10/1990 gün 1990/640 esas-552 karar sayılı ilamı ile ( hüküm tarihinde ergin olmayan ) Kadir olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır. 29/4/2006 günlü, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası’nın 36. maddesinin birinci fıkrasının ( b ) bendine göre; “Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir.” hükmü karşısında davanın reddi gerekirken yukarıda belirtilen Yasa hükmüne aykırı şekilde davanın kabulü doğru görülmemiştir.T.C. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, 6.3.2008 Tarih, 2008/1174 Esas Ve 2008/2578 Karar

Ancak Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 36’nın Anayasa Mahkemesi’nin 30.03.2012 gün 2011/34-2012/48 sayılı kararı ile iptal edilip bu kararın 6 Ekim 2012 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayımlanmasıyla bu tür davaların birden fazla kez açılabilmesinin yolu açılmıştır. (Kararın tam metnine aşağıdan ulaşabilirsiniz.) Böylece haklı sebepleri olan kişiler, birden fazla kez isim değiştirme soyisim değiştirme gibi taleplerle mahkemeye başvurabilirler. Yani sadece ikinci kez isim soyisim değişikliği değil, haklı sebeplerin varlığı halinde üçüncü kez hatta dördüncü kez dahi isim soyisim değişikliği yapılabilir. Bu sebeple aşağıda da yer verdiğimiz 2012 yılından sonraki Yargıtay Kararları, aşağıda örneklerini göreceğiniz üzere yukarıdaki yer verilen kararın tam zıttı olup, adımı soyadımı tekrar değiştirmek istiyorum diyen kişilerin lehine olan kararlardır.

Birden fazla kez isim veya soyisim değişikliği yapılabilir.

“Davacı, küçük T.. Y..’nın 22.07.2009 tarihinde doğduğunu ve 03.08.2009 tarihinde nüfusa tescil edildiğini, babası ile boşandıklarını, ancak küçük T. A.’nin O. olarak tanındığını, bu nedenle T. A. olan isminin O. olarak değiştirilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece küçüğün babasının değişikliğe muvafakat etmediği ve isim değiştirmenin bir kez yapılabileceği gerekçesi ile dava reddedilmiştir.

Türk Medeni Kanunu 339. maddesi gereğince evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun adını anne ve babası koyar. Ancak evlilik birliği sona erdikten sonra aynı Yasanın 336. maddesi gereğince velayet kendine tevdi edilen anne haklı sebep bulunması halinde dava açabilir. Ayrıca isim değiştirme davasının bir defadan fazla açılamayacağına ilişkin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36.maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin “Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir” biçimindeki birinci cümlesi Anayasa Mahkemesi’nin 30.03.2012 gün 2011/34-2012/48 sayılı kararı ile iptal edildiğinden mahkemece işin esasına girilerek Türk Medeni Kanunu’nun 27. maddesi gereğince haklı sebep olgusu araştırılıp sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” T.C. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, 13.11.2014 Tarih, 2014/11171 Esas Ve 2014/16171 Karar

Davacı dava dilekçesinde, nüfus kaydında adı Didar olduğu halde aile ve arkadaş çevresinde Özlem olarak tanınıp bilindiğini, bu durumun karışıklığa neden olduğunu ileri sürerek adının Özlem olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece, Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25.12.2006 tarih 2006/461-2006/363 sayılı kararı ile davacı adının değiştirildiğinden, ikinci kez isim değiştirme nin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, davacının ismi Ş. D. iken Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25.12.2006 tarih ve 2006/461-2006/363 sayılı kararı ile Didar olarak değiştirildiği, mahkemece davacının ismini değiştirme istemi aynı konuda ikinci kez dava açamayacağı gerekçesi ile reddedilmiştir. Ancak bu hususu düzenleyen 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36.maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin birinci cümlesinin(Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir) Anayasa’ya aykırılığı sebebi ile Anayasa Mahkemesi’nin 30.03.2012 gün 2011/34-2012/48 sayılı kararı ile iptal edilip kararın 6 Ekim 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandığı anlaşılmıştır.

Bu sebeple mahkemece, açıklanan bu husus dikkate alınarak ve davacının iddiası ile ilgili kanıtlar toplanıp Türk Medeni Kanunu’nun 27. maddesindeki haklı nedenin varlığı araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.T.C. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 10.4.2014 Tarih, 2014/2391 Esas Ve 2014/6726 Karar

Anayasa Mahkemesi’nin 30.03.2012 gün 2011/34-2012/48 sayılı kararı

“…Başvuru kararında; babanın açtığı aile soyadı değişikliğini içeren dava ile ergin olmayan çocuğun da soyadı değişmiş bulunduğundan o çocuğun ergin olduktan sonra aynı konuda dava açamayacağına dair itiraz konusu kuralın; herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak üzere yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip bulunduğu ve Türk toplumunun temelinin aile olduğuna ilişkin ilkeleri ihlâl etmesi nedeniyle Anayasa’nın 17., 36. ve 41. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

5490 sayılı Kanun’un 36. maddesinde, nüfus davaları ile ilgili esas ve usuller öngörülmektedir. Kanun’un 36. maddesinin itiraz konusu hükmü içeren (b) bendinde aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği belirtilmiştir.

Bireyin yaşamıyla özdeşleşen ve kişiliğinin ayrılmaz bir parçası olan kimliği ve aile bağlarıyla ilgili bilgileri içeren nüfus kayıtlarında haklı nedenlerin varlığı halinde değişiklik ve düzeltme yapılmasını isteme hakkı, maddi ve manevi varlığını koruma, geliştirme hakkı kapsamında olup, bunun dava yoluyla bir defadan fazla talep edilememesini öngören kural Anayasa’nın 17. maddesi ile bağdaşmamaktadır.

Öte yandan, itiraz konusu kuralla kişilerin ad, soyadı, cinsiyet ve doğum kaydı gibi bilgilerinde herhangi bir nedenle meydana gelen değişikliklerin resmi kimlik kayıtlarında yer almasını sağlamak amacıyla dava açmaları hak arama özgürlüğünün doğal bir sonucudur. Ancak dava hakkının bir kere ile sınırlandırılarak maddi gerçeğin resmi kayıtlara geçmesinin engellenmesi hak arama özgürlüğüne müdahale niteliğindedir. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 17. ve 36. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir….”


HIZLI İLETİŞİM


HUKUKİ UYARI: www.mesudebusrakucuk.av.tr resmi kaynak değildir. Paylaşılan tüm veriler bilgi amaçlı olup, olası yanlışlıklardan kaynaklı sorumluluk kabul edilmez. Kullanıcılar sunulan bilgileri ve emsal Yüksek Mahkeme kararlarını resmi kaynaklardan teyit etmelidir.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir