İSİM DEĞİŞTİRME DAVASI KAÇ KERE AÇILABİLİR ?

İkinci kez isim değiştirme davası açılabilir mi ? (Yargıtay Kararlarıyla…)

Evet, daha önce isim değiştirme davası açarak nüfus kaydında değişiklik yapanlar daha sonra yeniden bir isim değiştirme davası açarak tekrar ismini yahut soy ismini değiştirerek nüfus kaydında değişiklik yapabilirler.

***

2012 yılından önce Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 36’da yer alan “aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir” şeklindeki hükmüne dayanarak, daha önce isim değiştirme davası açarak isminde yahut soy isminde değişiklik yapanların bir daha bu konu hakkında mahkemeye başvuramayacakları bilinirdi.

Buna ilişkin eski tarihli örnek Yargıtay Kararı aşağıdadır:

T.C. YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ’NİN 6.3.2008 TARİHLİ, 2008/1174 ESAS ve 2008/2578 KARAR SAYILI KARARI;

NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ ( Aynı Konuya İlişkin Olarak Davanın Ancak Bir Kere Açılabileceği – 2. Kere İsim Değiştirme )

İSİM DEĞİŞTİRME ( 2. Kere – Aynı Konuya İlişkin Olarak Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davasının Ancak Bir Kere Açılabileceği)

ÖZET : Davacının adı “Kader” iken ( hüküm tarihinde ergin olmayan ) “Kadir” olarak değiştirilmiştir. Bu kere “Kadir” olan adının “Süleyman” olarak düzeltilmesini istemiştir.

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası’nın 36. maddesinin birinci fıkrasının ( b ) bendine göre; “Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir.” hükmü karşısında davanın reddi gerekir.

DAVA : Davacı Kadir Süner ile davalı Nüfus Müdürlüğü arasındaki davada Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 12/7/2007 günlü ve 2007/140-189 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/1/2008 gün ve Hukuk-2008/5715 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin nüfus kütüğündeki “Kadir” olan adının “Süleyman” olarak düzeltilmesini istemiştir.

Dosya içindeki davacının nüfus kaydının incelenmesinden, davacının adı Kader iken Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 9/10/1990 gün 1990/640 esas-552 karar sayılı ilamı ile ( hüküm tarihinde ergin olmayan ) Kadir olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır.

29/4/2006 günlü, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası’nın 36. maddesinin birinci fıkrasının ( b ) bendine göre; “Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir.” hükmü karşısında davanın reddi gerekirken yukarıda belirtilen Yasa hükmüne aykırı şekilde davanın kabulü doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.’nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA

***

Ancak Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 36’nın Anayasa Mahkemesi’nin 30.03.2012 gün 2011/34-2012/48 sayılı kararı ile iptal edilip bu kararın 6 Ekim 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla; bu tür davaların birden fazla kez açılabilmesinin yolu açılmıştır.

Bu sebeple 2012 yılından sonraki Yargıtay Kararları, aşağıda örneklerini göreceğiniz üzere yukarıdaki yer verilen kararın tam zıttıdır.

T.C. YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ’NİN 13.11.2014 TARİHLİ, 2014/11171 ESAS ve 2014/16171 KARAR SAYILI KARARI;

DAVA : Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, küçük T.. Y..’nın 22.07.2009 tarihinde doğduğunu ve 03.08.2009 tarihinde nüfusa tescil edildiğini, babası ile boşandıklarını, ancak küçük T. 13.11.2014A.’nin O. olarak tanındığını, bu nedenle T. 13.11.2014A.olan isminin O. olarak değiştirilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece küçüğün babasının değişikliğe muvafakat etmediği ve isim değiştirmenin bir kez yapılabileceği gerekçesi ile dava reddedilmiştir.

Türk Medeni Kanunu 339. maddesi gereğince evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun adını anne ve babası koyar. Ancak evlilik birliği sona erdikten sonra aynı Yasanın 336. maddesi gereğince velayet kendine tevdi edilen anne haklı sebep bulunması halinde dava açabilir.

Ayrıca isim değiştirme davasının bir defadan fazla açılamayacağına ilişkin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36.maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin “Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA…

T.C. YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ’NİN 10.4.2014 TARİHLİ, 2014/2391 ESAS ve 2014/6726 KARAR SAYILI KARARI;

DAVA : Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı dava dilekçesinde, nüfus kaydında adı Didar olduğu halde aile ve arkadaş çevresinde Özlem olarak tanınıp bilindiğini, bu durumun karışıklığa neden olduğunu ileri sürerek adının Özlem olarak değiştirilmesini istemiştir.

Mahkemece, Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25.12.2006 tarih 2006/461-2006/363 sayılı kararı ile davacı adının değiştirildiğinden, ikinci kez isim değiştirme nin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, davacının ismi Ş. D. iken Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25.12.2006 tarih ve 2006/461-2006/363 sayılı kararı ile Didar olarak değiştirildiği, mahkemece davacının ismini değiştirme istemi aynı konuda ikinci kez dava açamayacağı gerekçesi ile reddedilmiştir.

Ancak bu hususu düzenleyen 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36.maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin birinci cümlesinin(Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir) Anayasa’ya aykırılığı sebebi ile Anayasa Mahkemesi’nin 30.03.2012 gün 2011/34-2012/48 sayılı kararı ile iptal edilip kararın 6 Ekim 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandığı anlaşılmıştır.

Bu sebeple mahkemece, açıklanan bu husus dikkate alınarak ve davacının iddiası ile ilgili kanıtlar toplanıp Türk Medeni Kanunu’nun 27. maddesindeki haklı nedenin varlığı araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA…

İsim Değiştirme Davası nedir, nasıl açılır, ne kadar sürer, kaç kere açılabilir gibi soruları yanıtladığımız yazımız için buraya tıklayın.

Trans bireylerin isim değişiklikleri ile alakalı süreçteki bazı hassas ve özel noktalara buraya tıklayarak ulaşabileceğiniz yazımızda değindik.

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir