AYRIMCILIK YAPMAK SUÇ MU ?

NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇU (TCK MADDE 122)

Türk Ceza Kanunu’nun 122. Maddesinde yer alan Nefret ve Ayrımcılık Suçu; insanlar arasında nefret saikiyle, yürürlükteki kanun ve nizamların izin vermediği ayrımlar yapılarak, BAZI KİŞİLERİN, HUKUKUN SAĞLADIĞI HAK VE İMKANLARDAN YOKSUN HALE GETİRİLMELERİNE SEBEP OLANLARI CEZALANDIRIR. Türk Ceza Kanunu’nda ele alınanın yanı sıra, T.C. Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde de kendine yer bulan nefret ve ayrımcılık olgusu, kati suretle yasaklanmıştır. Zira bu husus, demokrasinin vazgeçilmez ve evrensel nitelikteki en önemli ilkesidir. 

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Nefret ve Ayrımcılık başlıklı 122. maddesi;

1.Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep farklılığından kaynaklanan sebeplerle;

a)Bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini,

b)Bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını,

c)Bir kişinin işe alınmasını,

d)Bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını, engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Nefret ve Ayrımcılık Suçu nun Türk Ceza Kanununda düzenlenmesiyle korunan hukuksal yarar nedir?

Gerek iç hukukumuzdaki düzenlemelerle gerek uluslararası anlaşmalarla kişilerin sahip olduğu, çalışma hakkı, mülkiyet hakkı, yerleşme özgürlüğü, eğitim hakkı gibi temel haklarının, ayrımcılık yapılarak ellerinden alınmasına yönelik eylemlerini engellemektir.

— Failin, herhangi bir fiili salt ayrımcılık saikiyle gerçekleştirmiş olması, TCK madde 122 kapsamında Nefret ve Ayrımcılık Suçu oluşması için yeterli midir ?

Salt nefret ve ayrımcılık, TCK madde 122 kapsamında faillerin ceza alması için yeterli olmaz. Suçun unsurlarının oluşması için, failin muhakkak nefret saikiyle bir ayrımcılık yapmış olması ve bu ayrımcılıkla, kişilerin kanununda belirtilen şekilde temel hak ve hürriyetlerine halel getirmek amacı gütmesi gerekir. Nitekim bu suç, yalnızca kasten işlenebilir ancak suçun oluşması için failde genel kast dahi yeterli değildir. Failde muhakkak nefret sebebiyle ayrımcılık özel kastının da bulunması gerekir. 

Yargıtay bir kararında; Ayrımcılık ırk, etnik köken, cinsiyet, din gibi birtakım sebeplere dayanarak, kişilere karşı uygun olmayan farklı davranışlarda bulunulmasıdır. Burada yalnızca iş yerinde ya da malların veya hizmetlerin alımında yapılan ayrımcılık cezalandırılmaktadır. TCK’da bunların dışında nefret ve ayrımcılık, suç olarak düzenlenmemiştir” diyerek konuya açıklık getirmiştir.

Yani; bir kişiyi; kadın, engelli, zenci, komünist, muhafazakâr, Müslüman, Hristiyan olması sebebiyle öldürmek, yaralamak, tehdit etmek ve benzeri fiillere maruz bırakmak nefret suçu kapsamında değildir.

Örneğin, fail tarafından, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep farklılığı sebebiyle alenen aşagılanan mağdura yönelik, nefret ve ayrımcılık değil, TCK m125/3-b Hakaret suçu vuku bulmuş olur. 

Bir kimsenin, bir işe alınmak için aranan tüm özelliklere sahip olmasına rağmen, işe alınmaması ayrımcılık suçunu oluşturur mu ?

Bir kimse, bir işe alınmak için aranan tüm özelliklere sahip olmasına rağmen, yalnızca kanunda belirtilen ve tahdidi olarak sayılan ayrım sebeplerinin(, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep farklılığı) birine dayanılarak işe alınmamışsa, burada ayrımcılık suçu oluşur. Ancak, bu sebepler gerekçe gösterilmeden bir işe kabul etmeme söz konusuysa, burada ayrımcılık suçu oluşmaz diyebiliriz.

—Uluslararası veya ülke çıkarlarına aykırı tutum ve davranışlarından dolayı bir yabancı ülkenin mallarının alınıp satılmasının protesto edilmesi ayrımcılık suçu oluşturur mu ?

Bahsedilen bu olayda ayrımcılık özel kastı bulunmadığından. TCK 122. Maddede yazılı ayrımcılık suçu oluşmaz.

 —Suçun mağdurunun yabancı uyruklu olması yani salt T.C. Vatandaşı olamaması, suçun oluşmasını engeller mi ?

Hayır, engellemez. Suçun mağduru da faili de herkes -tüzel kişiler hariç- olabilir. 

–Ayrımcılık suçu nun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı mıdır ?

Hayır, suçun soruşturma ve kovuşturması Cumhuriyet Savcılığınca re’sen yapılır.

–Ayrımcılık Suçu sebebiyle açılan bir ceza davasında görevli mahkeme nedir ?

Bu suç dolayısıyla açılan davaya bakma görevi Asliye Ceza Mahkemesine aittir. 

–Ayrımcılık Suçunda dava zamanaşımı süresi kaç yıldır ?

Bu suçun dava zamanaşımı süresi TCK madde 66/1-e uyarınca 8 yıldır. 

–Ayrımcılık Suçunun kanundaki cezai müeyyidesi nedir ?

Kanun bu suçun faillerinin, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını emretmiştir.

NOT: Ayrımcılık suçunun cezasının ağırlaştırılmasını veya daha az ceza  verilmesini gerektiren özel bir neden öngörülmemiştir. 

NOT: Ayrımcılık suçuna teşebbüs mümkündür. 

NOT: Ayrımcılık suçuna, fail, azmettiren veya yardım eden düzeyinde iştirak mümkündür. 

Son olarak belirmekte fayda var ki; Türk Ceza Kanunu madde 122 haricinde ve bu düzenlemeden daha geniş kapsamlı olarak, kişiler arasında ayrımcılık olgusunun kati suretle yasak olduğu kuralı, T.C. Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde de kendisine yer bulmuştur. 

T.C. Anayasası’nın Kanun Önünde Eşitlik başlıklı 10. maddesi ; 

“Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. 

Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. 

Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz. 

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. 

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” 

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ayrımcılık Yasağı başlıklı 14. Maddesi ;

“Bu Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.”

***

İstanbul Bakırköy Ceza Avukatı Av. Mesude Büşra KÜÇÜK; Ceza Hukuku alanında; Şikayet dilekçesi hazırlama, Ağır Ceza Mahkemesi ve Asliye Ceza Mahkemeleri görev alanına giren tüm suçlarda müdafi ve müşteki vekilliği yapma, bunların haricinde Tutuklama kararına itiraz edilmesi ve temyiz dilekçesi hazırlanması gibi konularda sizlere Avukatlık Hizmeti sağlamaktadır. Buraya tıklayarak edinebileceğiniz iletişim adreslerimizden bize ulaşın.

Similar Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir