İŞ DAVASINDA DAVA ŞARTI ARABULUCULUK
İŞ DAVASI ZORUNLU ARABULUCULUK SÜRECİ
İş davası öncesinde arabulucuya nereden ve nasıl başvurulur?
Dava şartı olarak görülen arabuluculuk kapsamındaki uyuşmazlığı çözmek isteyen işçi veya işveren karşı tarafın, karşı taraf birden fazla kişi ise onlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki adliyede bulunan arabuluculuk bürosuna başvurmalıdır. Başvuru dilekçe ile veya bürolarda bulunan formların doldurulması suretiyle yapılır.
Başvuran taraf, kendisinin ve elinde bulunması durumunda karşı tarafın iletişim bilgilerini arabuluculuk bürosuna verir. Büro, tarafların resmi kayıtlarda yer alan iletişim bilgilerini araştırmakla yetkilidir. İlgili kurum ve kuruluşlar büro tarafından talep edilen bilgileri vermekle yükümlüdür.
Arabuluculuk bürosu tarafından atanan arabulucu, yetkisiz olduğuna kendisi karar verebilir mi?
Arabulucu yetkili olup olmadığını kendiliğinden inceleyemez. Arabulucunun yetkisine itiraz etmek isteyen taraf, en geç ilk toplantıda ve işin yapıldığı yere ya da karşı tarafın yerleşim yerine ilişkin belge ile birlikte itiraz edebilir.
Yetkiye dair bir İTİRAZ ile karşı karşıya kalan arabulucu dosyayı derhal ilgili Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere arabuluculuk bürosuna teslim etmelidir. (HUAK Yönetmelik 25/4)
Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili arabuluculuk bürosunun neresi olduğuna ilişkin kararı kesindir ve dosya üzerinden yapılan bu inceleme için herhangi bir harç alınmaz. Mahkeme kararı, büro tarafından taraflara tebliğ edilir.
- Yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu yeniden görevlendirilir.
- Yetki itirazının kabulü durumunda ise kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde yetkili büroya başvurulmalıdır. Süresinde yetkili büroya başvurulması halinde, yetkisiz büroya başvurma tarihi yetkili büroya başvurma tarihi olarak kabul edilir. (HUAK md. 18/A-8).
(İş K. md.20’ye göre fesih bildirimden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulmalıdır. İşçinin bir aylık süre içinde yetkisiz büroya başvurarak süreci başlatması ve işverenin yetki itirazında bulunması durumunda işçi, sulh hukuk mahkemesinin kararının tebliğinden itibaren BİR HAFTA içinde yetkili büroya başvurursa başvuru tarihi itibariyle fesih bildiriminin tebliğinden itibaren bir ay geçse bile başvurusu İş K. md.20 ‘ye aykırı olmayacaktır.)
Arabuluculuk görüşmeleri ne kadar sürer?
İş uyuşmazlıklarında arabulucu, büro tarafından (başvuru tarihi değil) görevlendirildiği tarihten itibaren 3 HAFTA içinde yapılan başvuruyu sonuçlandırmalıdır. Ancak arabulucu bu 3 haftalık süreyi taraflardan birinin hasta olması, yurt dışında olması gibi zorunlu hallerde en fazla 1 hafta daha uzatılabilir (HUAK md. 18/A-9)
Arabulucunun süreçteki görevi nedir?
- Arabulucu, UYAP Arabuluculuk Portal üzerinden, Gelen işler > Genel Başvuru Dosyaları / Seri Başvuru dosyaları sekmeleri üzerinden kendisine gelen işleri en fazla 24 saat içinde kabul ya da reddeder.
- Arabulucu, görevlendirmenin kabul edilmesiyle Evrak > Dosyaya Eklenen Son Evrak bölümünden Arabuluculuk Başvuru formu ve bilgilendirme tutanakları ve varsa başvurucu vekilinin vekaletnamesi görüntüleyebilir.
- Akabinde başvurucu veya vekili ve diğer taraf asil/vekili ile iletişime geçilerek, arabuluculuk hakkında ön bilgilendirme yapılır, uyuşmazlık konusu hakkında detaylı bilgi alınır varsa uyuşmazlık konusuna ilişkin belgeler istenir.
(Bu aşamada arabulucu, müzakerelere katılacak kişi bilgisi ve yetkilendirme (vekâletname, yetki belgesi, imza sirküleri, kimlik vb.) belgelerinin e-mail yoluyla veya elden tebliğ etmesini istemelidir. Keza yetkisiz kişi ile arabuluculuk toplantısı yapılması mümkün değildir ve oturum gününden önce sürece katılacak olanın yetkisi denetleme görevi arabulucuya aittir.)
- Arabulucu ilk oturum davetini yaparken toplantı tarihinin ve yerinin belirlenmesi konusunda taraflarla iletişim kurar. 23.03.2023 tarihli kanun değişikliğiyle arabulucuya, dosyada bulunan tarafların avukatı bulunsa bile asıl tarafa da bilgilendirme yapılması yükümlülüğü getirilmiştir.
(Toplantı günü ve yeri asiller, vekiller ve arabulucunun ortak kararı ile belirlenir. Taraflarla yaptığı görüşme sonucunda bir mutabakat sağlanmazsa toplantı tarihini ve yerini arabulucu belirler. Usule uygun davet mektubu taraflara gönderilir. Davet mektubunda arabuluculuğun temel ilkeleri, süreç, sonuç, ilk oturuma katılmamanın sonuçları ayrıntılı bir şekilde belirtilir. Davet mektubu örneği için tıklayınız.)
- Arabuluculuk sürecinin ilk toplantısında arabulucu tarafından açılış konuşması yapılarak taraflar, arabuluculuk süreci ile ilgili bilgilendirilir. İlk oturum sonunda bilgilendirme tutanağı ve ilk oturum tutanağı düzenlenir. (Dava Şartı Bilgilendirme İlk Oturum Tutanağı örneği için tıklayınız.)
- Arabuluculuk görüşmelerine geçerli bir mazeret göstermeksizin katılmayan taraf arabulucu tarafından son tutanakta belirtilmek zorundadır. Katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyeti sona ererse, kanun gereği açılan dava sonucu bu taraf haklı çıksa bile yargılama giderlerinin tamamını ödemekle yükümlüdür. Haklı çıksa bile lehine vekalet ücretine hükmedilemeyecektir. Bu nedenle son tutanakta bu hususun açıkça belirtilmesi önem arz etmektedir. (Bu hüküm 18 Nisan 2024 tarihli ve 32521 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 14/03/2024 tarihli ve E.2023/160, K.2024/77 sayılı kararı ile 18.01.2025 tarihinde yürürlüğe girmek üzere iptal edilmiştir.)
(Nelerin geçerli mazeret sayılacağı somut olaya göre belirlenecektir. Uyuşmazlığın mahkemede görülmesi durumunda arabulucu tarafından geçerli ya da geçersiz sayılan mazeretin mahkemece aksi yönde karar verilebilir.)
Arabuluculuk görüşmesine kimler katılabilir?
Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya açıkça yetki verildiğini içeren vekâletnameye sahip olan avukatları, idareler ise oluşturacakları komisyon aracılığıyla katılabilmektedirler.
İş hukukundan kaynaklı uyuşmazlıkta işverenin adi veya resmi yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir ve son tutanağı imzalayabilir.
Taraflardan birinin idare olması durumunda ise, arabuluculuk sürecinde idareyi, üst yönetici tarafından belirlenen 2 üye ile hukuk birimi amiri veya onun belirleyeceği avukat ya da hukuk müşavirinden oluşan bir komisyon temsil eder.
Bünyesinde hukuk birimi ve kurum avukatı olan idarelerin oluşturacakları komisyonun üyelerinden en az birinin avukat olması gerekir. Bünyesinde hukuk birimi veya kurum avukatı olmayan idarelerin oluşturacağı komisyonda avukat olma zorunluluğu yoktur. Üyelerin tamamını üst yönetici belirler. Yedek komisyon üyelerinin de aynı usulle seçilir. Komisyon kendisini vekil ile temsil ettiremez.
İdarenin komisyon ile temsil edildiği arabuluculuk sürecinin sonunda imzalanan anlaşma belgesinin Sayıştay denetimine açık olabilmesi için bu anlaşma belgesinin hazırlanması sırasında bilhassa özen gösterilmeli ve anlaşılan ve anlaşılamayan konuların tek tek sayılmalı, anlaşmaya varılan hususlarda anlaşılan miktarın açık biçimde gösterilmeli, brüt veya net olarak ödeme yapılacağının belirtilmeli, faizsiz veya faizliyse faiz türünün ve başlangıç tarihinin belirtilmelidir.
Sendikalar, dava şartı arabuluculuk kapsamına giren uyuşmazlıklarda üyelerini arabulucu huzurunda temsil edebilir mi?
İMK‘da bu konuda bir açıklık yoktur. Ancak, yeri geldiğinde kanun gereği üyelerini ve üyelerinin mirasçılarını mahkeme huzurunda temsil edebilen sendikaların, arabuluculuk görüşmelerinde de üyelerini temsil edebilme haklarının varlığı kabul edilmelidir.
Ek olarak belirtmek gerekir ki bilindiği üzere STİSK tarafından sendikaya, atadığı temsilcisinin işe iadesi için dava açma hakkı açıkça verilmiştir. Bu davanın öncesinde de arabuluculuk yoluna başvuru zorunlu olduğu için sendikanın, işyeri sendika temsilcisini arabuluculuk görüşmelerinde de temsil edebileceği söylenebilir.
İş İlişkisinde alt İşveren söz konusuysa arabuluculuk süreci nasıl İşler?
Bazı durumlarda asıl işveren üstlendiği işi, alt işveren ile anlaşılarak onun işçileri vasıtasıyla yerine getirebilir. Halk arasında bu uygulama için aracı, taşeron, alt müteahhit gibi kavramların kullanılır. İş ilişkisinde alt işveren-asıl işveren durumu bulunduğu takdirde işçinin açacağı davalar için başvurması gereken zorunlu arabuluculuk süreci işçinin talebine bağlı olarak farklı işlemektedir. Şöyle ki,
- İşçinin tazminat ve alacak talepleri için;
Asıl işveren-alt işveren söz konusuysa işçi, tazminat ve alacak taleplerini dava şartı arabuluculuk kapsamında işverenlerden yalnızca birine ya da asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte ileri sürebilir.
Yani yalnızca tek bir işverene yöneltilen talebin arabulucuda çözüme kavuşmasında herhangi bir engel olmadığı gibi talebin her iki işverene de yöneltildiği durumlarda, taraflar birlikte hareket etmek zorunda da değildir. Hatta anlaşmanın sağlanmasında işverenlerin ortak iradelerinin olmasına gerek yoktur. Bu durum ihtiyari dava arkadaşlığı durumu ile açıklanabilir.
- İşçinin işe iade talebi için;
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı halinde işe iade talebiyle dava şartı olan arabuluculuğa başvuru şartının yerine getirilmesi için asıl işveren ile alt işverene karşı birlikte başvuru zorunludur. İşçinin yalnızca bir işveren içi arabuluculuk başvurusu yapmış olması davanın usulden reddi sonucunu doğurur. Üstelik bu eksiklik sonradan tamamlanamaz.
Hatta İMK md. 3/15’de işçinin işe iade talebi ile arabulucuya başvurduğunda anlaşmanın gerçekleşmiş sayılması için, işverenlerin görüşmelere birlikte katılması ve iradelerinin birbirine uygun olması gerektiği düzenlenmiştir. Bu durumda taraflar arasında mecburi dava arkadaşlığının mevcut olduğu söylenebilir.
Asıl İşveren sıfatıyla kendisine arabuluculuk teklifi yapılan ancak bu sıfata sahip olmadığını düşünen İşveren ne yapmalıdır?
Asıl işveren sıfatı bulunduğu iddiası ile arabuluculuk daveti yapılan işveren bu sıfata sahip olmadığını düşünüyorsa dahi muhakkak arabulucu toplantısına katılmalı ve bu görüşünü tutanağa geçirtmelidir. Aksi takdirde sonra işçinin açacağı davada taraf olarak gösterildiğinde arabuluculuk toplantısına katılmamış taraf konumunda olacak dava lehine sonuçlansa dahi vekâlet ücretinden yararlanamayacaktır.
Zorunlu arabuluculuk görüşmesi hangi hallerde sona erer?
Zorunlu arabuluculuk sürecinin sona erme halleri İMK md.3/11, HUAK md.17’de ve HUAK Yönetmelik md.25/8’de düzenlenmiştir. Bunlar; uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi, taraflara ulaşılamaması, tarafların arabuluculuk oturumlarına katılmaması, taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi, taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuktan çekildiğini bildirmesi-vazgeçmesi, taraflardan birinin arabuluculuk süreci devam ederken ölümü ya da tarafların kısmi veya tam anlaşması olarak sayılabilir.
Ayrıca tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi de süreci sona erdirir. Çünkü kanunda öngörülen hukuki uyuşmazlıklar için dava şartı arabuluculuğa başvuru, yasa gereği zorunlu olsa da arabuluculuk sürecini devam ettirme veya sona erdirme konularında taraflar serbesttirler.
Bir diğer sona erme sebebi de tarafların kanunda öngörülen azami sürede (3+1 hafta) anlaşmaya varamamasıdır. Ancak bu sona erme nedeni ihtiyari arabuluculuk için geçerli değildir.
Başvuru esnasında dile getirilmeyen bir alacak kaleminin İlk defa arabuluculuk toplantısı sırasında talep edilmesi mümkün müdür?
Evet, başvuru esnasında talep edilmeyen bir alacak kaleminin, görüşmeler sırasında talebe dâhil edilmesi her zaman mümkündür.
Ancak önemle belirtmek gerekir ki, bahsi geçen alacak kalemi talebine cevap olumsuz dahi olsa bu talebin görüşmeler sırasında müzakere edildiği muhakkak son tutanakta belirtilmelidir. Zira başvuru tutanağında talep edilmediği için o alacak kalemi için zamanaşımının ya da hak düşürücü sürenin kesilip kesilmeyeceği son tutanakta o alacak kaleminin de gündeme alındığının yazılıp yazılmamasına bağlıdır. Keza hiç gündeme alınmayan uyuşmazlık konularıyla ilgili olarak süreler işlemeye devam edecektir.
Bu sebeple dava şartı arabuluculuk sürecinde müzakere edilen uyuşmazlık konularının hangilerinde anlaşılamadığının da son tutanakta ayrı ayrı ve açıkça belirtilmesi büyük önem ihtiva eder.
Arabuluculuk süreci sonlandıktan sonra ne kadar süre İçinde dava açmalıyım?
İşçilik alacakları ve tazminat talepleri için 5 yıllık genel zamanaşımı hükümleri uygulanır. Dava tarihi itibariyle bu sürenin geçmemesi gerekir.
İşe iade taleplerinde ise kanun özel süreler öngörmüştür. Bu süreler;
- Birinci süre, işe iade talebi için arabuluculuk bürosuna başvuru iş sözleşmesinin feshinin bildiriminin tebliğinden itibaren bir aylık süre içinde olmalıdır.
- İkinci süre, arabulucuya başvuru zorunluluğu yerine getirilmeden doğrudan dava açılması halinde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedildiği durumlar için geçerlidir. Taraflar davanın devamı için bu eksikliği tamamlamak istiyorlarsa şayet, kesinleşen ret kararının tebliğinden itibaren İki hafta içinde arabulucuya başvurmalıdırlar.
- Üçüncü süre ise, arabulucuya başvurulmasına rağmen, tarafların anlaşamamaları halinde taraflar, anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın düzenlendiği tarihten iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açmalıdır. Bu konuda sürenin başlangıç tarihinin son tutanağın düzenlendiği tarih mi yoksa davalıya tebliğ edildiği tarihten itibaren mi işletileceği tartışmalıdır. Ancak Bursa BAM 3. HD. 2020/E. 2020/1520 K. Ve 25.09.2020 T. kararda sürenin son tutanağın düzenlendiği tarihten başlayacağı kabul edilmiştir.
Burada önemle belirtmek gerekir ki, dava şartı arabuluculukta, arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur hak düşürücü süre işlemez.
Arabuluculuk başvurusunun dava şartı olduğu uyuşmazlıklarda arabuluculuk başvurusu yapılmadan dava açılırsa ne olur?
Arabulucuya başvurunun dava şartı olduğu uyuşmazlıklarda arabuluculuk başvurusu yapılmadan dava açılması durumunda dava derhal usulden reddedilir.
NOT: Arabuluculuk şartı kuralına uygun yerine getirilmiş ve akabinde usulüne uygun şekilde dava açılmış olsa bile dava sırasında hükme esas alınacak alacak hesabı dava tarihine kadar değil arabuluculuk son tutanağının tarihine kadar yapılmalıdır. Eğer dava dilekçesindeki talep son tutanak tarihinden sonraki dönemi de kapsıyorsa, önemle belirtmek gerekir ki bu dönem için arabuluculuk dava şartı yerine getirilmemiş kabul edilir ve bu talep dönemi yönünden dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, T. 23.03.2022, E.2022/3187, K. 2022/ 3981)
Süreç sonunda İmzalanan arabuluculuk son tutanağı ne İşe yarar?
Arabuluculuk faaliyetinin ne şekilde sonuçlandığını gösteren ve arabulucu tarafından tutulması zorunlu olan tutanak son tutanak olarak isimlendirilir. Son tutanak arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır (elektronik imza ile de imzalanabilir) şayet imzalanmazsa sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanmalıdır.
Arabulucu son tutanağının bir örneğini arabuluculuk faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Genel Müdürlüğe, derhal ise arabuluculuk bürosuna göndermelidir. Son tutanakta,
- Arabuluculuk sürecinin başlama tarihi, sona erme tarihi,
- Son tutanağın düzenlenme tarihi,
- Hangi konuların müzakere edildiği,
- Hangileri üzerinde anlaşıldığı ya da anlaşılmadığı,
- Anlaşma sağlanan konulara ilişkin ödenecek tutarların net mi brüt mü olduğu,
- Vergi ya da kesintilerden kimin sorumlu olacağı,
- Faiz talep edilip edilmediği,
- Faiz talep ediliyorsa faiz türü ve faiz başlangıcı belirtildiği,
- Arabuluculuk ücreti ile masrafların paylaşımı ve tarafların avukatla temsili halinde avukatlık ücreti gibi konular belirtilmelidir.
Eğer arabuluculuk anlaşma ile sonuçlanmışsa son tutanakta anlaşılan hususların kalem kalem sayılması yanında her bir kalem karşılığında ödenen bedelin de belirtilmesi gerekir; çünkü işçilik alacakları farklı tür vergiler vergilendirilmektedir. Şöyle ki,
- Kıdem tazminatı sadece damga vergisine tabidir.
- İhbar tazminatı gelir ve damga vergisine tabidir.
- Fazla çalışma ücretinden gelir ve damga vergisi yanında sigorta primleri de kesilmelidir.
- İşe başlatmama tazminatı damga vergisine tabidir.
- Boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar gelir vergisi, damga vergisi ile sigorta primlerine tabidir.
NOT: Anlaşılan miktar brüt ise kesilmesi gereken vergiler ödeme anında kesilmeli ve alacaklıya net olarak ödenmelidir. Son tutanakta kararlaştırılan miktarın brüt ya da net olduğu belirtilmemişse brüt olduğu kabul edilmeli ve kesintiler ödeme anında yapılmalıdır. Son tutanaktaki miktarların brüt mü net mi olduğu konusunda bir uyuşmazlık çıkarsa bu uyuşmazlığın ayrı bir dava ile çözülmesi gerekecektir.
Ancak son tutanakta yalnızca tarafların anlaştığı alacak kalemlerinin ismen de belirtilebilir. Gizlilik istenirse anlaşılan alacak miktarları ayrı bir anlaşma belgesi düzenlenerek oraya da yazılabilir.
İşe İade talepli arabuluculuk faaliyeti sonunda tutulan son tutanak nasıl olmalıdır?
Bu halde son tutanağın geçerliliği için geçersiz feshin sonuçlarını düzenleyen İş K. md. 21’e İMK ile eklenen 7. fıkrasında yazan hususların eklenmesi gerekir. Yer alması gereken aşağıdaki hususlara yer verilmemesi durumunda, Kanun anlaşmanın sağlanamamış sayılacağını kabul eder.
- İşçinin işe başlatılma tarihi, (İşe başlama tarihi muğlak olamaz. İstediği zaman, birkaç hafta sonra gibi ifadeler kabul edilemez. Objektif olarak belirlenebilir bir tarih olması gerekir.)
- İşe iade çerçevesinde işçiye ödenecek ücret ve diğer haklar,
- İşçinin çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar ödenecek olan doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları,
- İşçinin işe başlatılmaması durumunda ödenmesi gereken tazminatın (dört ay ile sekiz ay arasında değişen miktarda) parasal miktarı hususlarının mutlaka metin içeriğinde belirtilmesi gerekir. İşçinin işe başlatılmasına ilişkin anlaşmada kararlaştırılacak geriye doğru ücretin, fesih kararı ile anlaşmanın tamamlanması tarihine kadar geçen süreye ilişkin net giydirilmiş ücret tutarında olur ve işçinin anlaşmaya rağmen işe başlatılmaması halinde ödenmesi kararlaştırılacak tazminatın çıplak brüt dört aylık ücretten az ve çıplak brüt sekiz aylık ücretten fazla olamaz.
NOT: Son tutanakta işçinin işe başlatılacağı tarih tam olarak belirtilmelidir. İşçinin ihbar ve kıdem tazminatını içeren başvurusu durumunda işçinin eski işine başlatılması yönünde düzenlenen anlaşma tutanağı geçerlidir. İşçinin işe iade başvurusuna yönelik arabuluculuk görüşmelerinde işe başlatma yerine kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi konusunda anlaşmaya varılması durumunda işçi iki haftalık süresi içinde işe iade davası açabilecektir.
Hak düşürücü sürelere ilişkin tereddüt olması durumunda her ne kadar kanunda bir açıklık olmasa da, aleyhine süre konulan kişi lehine yorumlanması gerektiği için, tutanağın düzenlenme tarihinin davalı vekilinin imza tarihi olarak kabul edilir.
NOT: Arabuluculukta taraflar feshi izleyen bir aydan daha sonra yapılan işe iade başvurusunda dahi işe iade konusunda anlaşmaya varabilirler. Süre geçtikten sonra yapılan arabuluculuk başvurusunda anlaşma sağlanamaz ise iki haftalık süre içinde açılabilecek işe iade davasında bu durum gözetilecek ve arabulucuya başvuru için gereken hak düşürücü süre geçtiği için mahkemece dava reddedilecektir. Mahkeme işe iade davasına davacı için gerekli olan bir aylık hak düşürücü sürenin geçip geçmediğini re’sen incelemektedir.
Son tutanakta İşe İade davasından feragat etmenin geçerliliği var mıdır?
Bu konu tartışmalıdır. Konya BAM 9. Hukuk Dairesi, T. 15.12.2021, E. 2021/2879, K.2021/460 numaralı kararında henüz doğmamış bir haktan feragatin mümkün olmaması nedeniyle henüz açılmamış işe iade davasından feragatin geçersiz olduğunu hükmetmiştir. Bu görüşün tam aksi olan ve Ankara BAM 6. Hukuk Dairesi, T.04.02.2020, E..2019/4092, K. 2020/304 numaralı kararında ise son tutanakta işe iade davasından feragat etmenin geçerli olduğuna karar verilmiştir.
Zorunlu arabuluculuk süreci tamamlanmış olmasına rağmen dava açılırken mahkemeye arabuluculuk son tutanağının aslı sunulmamışsa ne olur?
Mahkeme, önüne gelen ve dava şartı arabuluculuk kapsamında olan uyuşmazlık için arabuluculuk koşulunun sağlanıp sağlanmadığını yargılamanın ön inceleme aşamasında dosya içerisinde bulunan ve dava dilekçesi ekinde sunulması gereken “Arabuluculuk son tutanağının aslı”nın varlığını teyit ederek anlar.
Eğer dosyada arabuluculuk görüşmesi yapıldığına ilişkin asıl veya onaylı örnek şeklindeki son tutanak nüshası yoksa ancak dosyadan daha önce bir arabuluculuk başvurusu yapıldığı anlaşılıyorsa bu halde dava hemen usulden reddedilmez, bu eksikliğin tamamlanması istenir. Çünkü bu durum tamamlanabilir bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Bu halde mahkeme tarafından davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde sunulması, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren bir davetiye gönderilir. Davacı ise bu ihtara rağmen 1 haftalık süre içerisinde son tutanağı sunmazsa, dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmadan dava usulden reddedilir.
Arabuluculuk son tutanağının aslı yerine fotokopisinin mahkemeye sunulması bir sorun teşkil eder mi?
Arabulucuya başvurunun dava şartı olduğu uyuşmazlıklarda dava açarken arabuluculuk son tutanağının aslı da mahkemeye sunulmalıdır. Peki, Arabuluculuk son tutanağının aslının UYAP üzerinden zaten mahkeme hakiminin erişimine açık olduğu düşüncesiyle ilgili tutanağın yalnızca fotokopisinin dosyaya sunulması yeterli kabul edilir mi?
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 17.06.2020, E. 2020/932, K. 2020/5773 numaralı kararında iş yargılamasında re’sen araştırma ilkesi de geçerli olmaması sebebiyle araştırma mükellefiyetinin hâkime yüklenmesinin yerinde olmayacağı, aksi halin kabulü ise UYAP sistemi üzerinden ulaşılabilecek her türlü bilgi ve belgenin hâkimlerce toplanması sonucu ortaya çıkaracağı ve bu durumun da mevcut yargılama sistemi ile bağdaşmayacağı gerekçeleri ile Arabuluculuk son tutanağının aslı ya da onaylı örneği yerine fotokopisinin mahkemeye sunulması halinde arabuluculuk dava şartının gerçekleşmeyeceğine vurgu yapmıştır.
Arabuluculuk ücretini kim öder?
Arabulucu ücreti, konusu para olan ve para olmayan uyuşmazlıklar olarak iki açıda incelenir. Konusu para olan uyuşmazlıklar alacak miktarı üzerinden yüzdelik değerlerle belirlenirken; konusu para olmayan uyuşmazlıklarda arabulucu ücretleri görüşme saati üzerinden belirlenmektedir. Buna göre;
- Tarafların kısmen ya da tamamen anlaşmaları sonucunda arabuluculuk ücreti aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca, eşit ödenir. Bu ücret tarifenin birinci kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz (HUAK md.18/A-12).
- İşe iade talebiyle yapılan arabuluculukta tarafların anlaşmaları durumunda arabulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe başlatılmaması durumunda ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer hakların toplamı tarifenin ikinci kısmı uyarınca üzerinde anlaşılan miktar olarak kabul edilirek arabulucu bu miktar üzerinden yüzde olarak ücrete hak kazanır.
- Tarafların anlaşamaması halinde her iki tarafın ödemesi gereken iki saatlik arabuluculuk ücreti devlet tarafından karşılanır. Görüşmelerin iki saatten fazla sürmesi halinde iki saati aşan kısımların taraflarca ödenmesi gerekir.
- Sürecin sehven kayıt, mükerrer kayıt veya arabuluculuğa elverişli olmama nedeniyle sona erdirilmesi hallerinde arabulucuya ücret ödenmez.
HUKUKİ UYARI
www.mesudebusrakucuk.av.tr resmi kaynak değildir. Paylaşılan tüm veriler bilgi amaçlı olup yasal tavsiye olarak değerlendirilemez ve herhangi bir sorumluluk kabul edilmez. Bilgiler, içtihat ve mevzuat değişiklikleri sebebiyle en güncel halinde olmayabilir. Kullanıcılar, sunulan bilgileri ve emsal Yüksek Mahkeme kararlarını resmi kaynaklardan teyit etmelidir.