Hukukta kişiler ikiye ayrılır; Gerçek Kişiler ve Tüzel Kişiler. Miras Hukuku ise gerçek kişilerin ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi halinde geride bıraktığı malvarlıklarını/borçlarının kimlere-hangi payda düşeceği konu alınmaktadır. Bu sorumluluk, miras bırakanın ölümüyle başlar. Eğer mirasçılar yasal süre olan 3 ay içerisinde mirası reddetmemişlerse, mirası kabul etmiş sayılırlar. Sonrasında mirasın paylaşımı safhasına geçilir. Mirasın paylaşılmasından sonra da, miras bırakanın borçlarından sorumluluk, mirasçıların bütün malvarlıkları ile müteselsil olarak devam eder. Bu sorumluluk, mirasın paylaşılmasından itibaren veya, miras bırakanın ölümünden sonra yerine getirilmesi gereken borçlarda, borcun muaccel olduğu tarihten 5 yıl geçince sona erer.
Ülkemizin bazı kesimlerinde İslam Dininin yerleşik olmasının beraberinde getirdiği İslam Hukuku kültürü sebebiyle hâlâ kız çocuklarına miras verilmemekte, kişilerin yasal miras hakları yok sayılmakta ve hakları yenmektedir. Bu sebepten dolayı Miras Davaları mahkemelerimizde azımsanmayacak çoklukta varlıklarını göstermektedir. Ancak Miras Hukuku’nun oldukça fazla terim içeren gerçekten uzmanlık içeren karmaşık bir hukuk dalı olması hasebiyle uygulamada açılan davaların çoğu yanlış açılmakta veya eksik taleple açılmaktadır. Maalesef haklarını aramak için adliye koridorlarında mesai harcayan mirasçılar; yanlış dava açılmasının sonrasında telafisi imkansız zararlara maruz kalmaktadır. Böyle bir hak kaybı yaşamak istemiyorsanız miras hukuku ile ilgilenen avukatlardan yani halk diliyle miras avukatı ndan yardımı almanız tavsiye edilir.
Bu kapsamda hukuk büromuz aşağıdaki dava türleri hakkında verdiği hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetiyle sizlerin yanındadır;
- Mirasçılık Belgesinin Alınması,
- Mirasçıık Belgesinin İptali Davası,
- Muris Muvazaası (Mirastan mal kaçırma ) Davası,
- Mirasta Mal Paylaşımı ve Saklı Payın Korunması Davası,
- Tenkis Davası
Gerekli iletişim adreslerine web sitemiz üzerinden ulaşabilirsiniz.